Adalet ancak ve ancak gerçekteydi; mutluluk da ancak ve ancak adaletteydi. Bir ulus, önce ailelerle toplumunu kurardı. Sonra bütün vatandaşlarına tam bir eğitim verir ve ancak o zaman yerleşmiş gerçek ve adaletin hüküm sürdüğü bir ulus olma hakkına sahip olabilirdi.