Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gerçek Varlık Ruhtur

Leon Denis

Gerçek Varlık Ruhtur Gönderileri

Gerçek Varlık Ruhtur kitaplarını, Gerçek Varlık Ruhtur sözleri ve alıntılarını, Gerçek Varlık Ruhtur yazarlarını, Gerçek Varlık Ruhtur yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Görünmeyen evrenin araştırılması büyük bir bilgelik ve sebat gerektirmektedir. Hayat bilimini kavrayabilmek, insanları tanımayı öğrenebilmek, nitelikleri hakkında bir yargıya varabilmek ve yeryüzünün tuzaklarından korunabilmek için, uzun yılların düşünme ve gözlem içinde geçirilmesi gerekmektedir. Bizi çevreleyen ve üzerimize kanat germiş bulunan görünmez insanlık alemini tanımak ise daha da zordur. Fizik bedeninden ayrılmış olan varlık, ötealemde dünya yaşamı sırasında hak ettiği şartlar içinde bulunmaktadır. Bu şartlar, layık olduğundan ne aşağı, ne de yukarıdır. Bir ihtirası yenmek, bir hatayı gidermek, bir kusuru azaltmak için birden fazla dünya yaşamı gerekmektedir.
Şu hayatın, ölümsüz hayatımızın bütünü içinde ancak bir an değerinde olduğu fikrini iyice benimseyince karşılaştığımız zorluklara, çekmekte olduğumuz sıkıntılara sızlanmadan katlanırız. Şu andaki sıkıntılara egemen olma ve kendimizi kader çalkantılarının üstüne çıkarma gücünü, bize, gözlerimizin önüne serilen bu zaman kavramı verecektir. O zaman kendimizi daha özgür ve mücadeleye karşı daha hazırlıklı hissedeceğiz. Sıkıntılarının nedenini bilen ruhçu, onların kaçınılmazlığını da anlamaktadır. Istırabın yasaya uygun bir şey olduğunu bilmektedir ve onun için de bunu homurdanmadan kabul eder.
Reklam
Yukarıdan yapılan yardım daima yöneldiğimiz hedef/amaç ve layık olmak üzere gösterdiğimiz cehitler oranında olur.
Ruhun bütün gücü üç sözcükle özetlenmiştir.İstemek,bilmek ,sevmek! İstemek yani bütün eylemini ,bütün enerjisini ulaşılacak hedefe doğru yöneltmek;iradesini geliştirmek ve onu yönetmeyi öğrenmek. Bilmek çünkü derinlemesine inceleme yapılmayınca eşyanın ve yasaların bilgisine sahip olunmayınca düşünce ve irade fetedilmeye çalışılan güçlerin ve üzerinde egemenlik kurma özlemi duyulan ögelerin arasında yolunu şaşırabilmektedir. Ama her şeyden önce sevmek gerekir çünkü sevgi olmadan irade ve bilgi eksik ve çoğu kez de bir işe yaramaz durumda kalmaktadır.Sevgi onlara kılavuzluk etmekte ,onları verimli kılmakta ,tutunacak dalların sayısını yüz kat artırmaktadır.Burada kılını kıpırdatmadan seyreden sevgi değil fakat dünyaya hayrı ve hakikati yaymak için kullanılan sevgi söz konusu edilmektedir.Dünya hayatı şer güçleriyle hayır güçleri arasında sürüp giden çatışmadır.
Tüm eylemlerimiz İlahi Plan ile uyumlu olmalıdır. Herbirimiz bir harekette bulunmadan önce vicdan muhasebesi yapmalıyız. Bizdeki İlahi ses olan vicdan, hangi istikamette cehit göstermemiz gerektiğini bize söyleyecektir.
En geri düzeylisinden en gelişmişine kadar her ruh için,hayat alanı sınırsızdır. En az gelişmişi bile olsa her ruhun önünde görkemli bir gelecek vardır.Filizlenmeye başlayan her yüce düşünce,her sevgi ışıltısı ve daha iyi bir hayatı hedefleyen her çaba,onu kendine cezbeden ve bir gün onu kollarına kabul edecek olan daha yüksek seviyeli bir alemin titreşiminden,önsezisinden ve çağrısından başka bir şey değildir.Her coşku dolu hamle,her adalet ifadeli söz ve her fedakarlık içerikli eylem,kader skalamıza,gittikçe büyüyen gelişimler halinde yansımaktadır.
Reklam
Ölümün de kendine özgü bir asaleti, bir yüceliği vardır. İnsanın ,ondan korkacağı yerde ,onu bedeni saran manevi güzelliğin ,yani ruh güzelliğinin peşine düşüp onu yakalamaktan ibaret olan ısrarlı bir çabayla kendini ona hazırlayarak güzelleştirmeye çabalaması gerekir.
Bir gün,daralmış ve kocamış sistemlerin hepsi,birbirleriyle,bütün düşünce alanlarını kucaklayabilecek genişliğe sahip bir sentez içinde birleşip kaynaşacaklardır.Bugün birbirlerinden ayrılmış durumda bulunan bilimler,felsefeler ve dinler,ışık içinde bütünleşecek ve bu da,ruhun hayatı,ruhun görkemi ve BİLGİNİN egemenliği demek olacaktır.
İnsan ruhu,er veya geç yükselecektir;yüceliklere ulaşınca da,her şeyin birbirine bağlı olduğunu,birbirlerine zıt ve düşman gibi görünen farklı teorilerin,aslında aynı bir bütünün çeşitli görünümlerinden başka şeyler olmadıklarını görecektir.Şu görkemli evrenin yasaları,sonuçta,aynı anda hem zeki güç ve şuur,hem de düşünce ve fiil kimliği taşıyan tek bir yasa haline indirgenecektir.Böylece tüm alemler ve tüm varlıklar,kendilerini,birbirleriyle aynı tek bir kudretin birlik içinde birleşmiş ve bütünleşmiş,aynı tek bir ahenk içinde biraraya gelmiş ve aynı tek bir hedefe yönelmiş halde bulacaklardır.
Kulak ver! Varlığın derinliklerinde şu karışık ahenklerin, görünmez evrenin şu uğultularının, düşünceni kucağında sallayan ve onu yüce sezgilere hazırlayan gölgeye ait seslerin titreştiğini hiç işitmedin mi?
Reklam
Çağımızı belirginleştiren şu muazzam zahmetli çalışmanın ve çok verimli zihinsel ürünün ortasında güçlü eserler ve parlak görüşler niçin bu kadar az bulunuyor? Kutsal şeyleri gönül (ruh) gözüyle görmeyi bıraktığımız için! İnanmayı ve sevmeyi bir yana attığımız için!
Herkes çalışırken kimseye yararsız, verimsiz ve tembel bir halde kalmak sadece başkalarının faaliyetlerini istismar eden bir hırsızlık, bir ahlak bozukluğu olur. İçinde bulunduğumuz toplumun bir parçasını oluşturuyoruz ve (dolayısıyla) toplumun başına gelen her türlü kötülük, bize gelir. İşte bu toplumsal bağımlılığı ve bağlılık yasasını iyice anlamış olmakla nefsimizde bulunan bencilliği düzeltebiliriz. Bencillik, cezasını beraberinde taşır. Bencil, dünyada kendisinden başka kimseyi görmez. Kendisine yabancı olan herkes onun gözünde hiçtir. Bencilin saatleri, can sıkıntısıyla dolu olarak geçer. O, hem dünya yaşamında hem de öldükten sonra, her yerde boşluktan başka bir şey bulamaz. Dünyada iken insanlar, öldükten sonra ruhlar ondan kaçarlar.
Bencillik kibrin kardeşidir, bencillik ruhun en korkunç bir hastalığıdır. O, toplumsal kurtuluşun önüne dikilmiş en büyük bir engeldir. İnsanın iyiliğe yönelen çabalarının hemen hemen hepsini değiştirmeye, sonuçsuz bırakmaya bencillik tek başına yeterli gelir. Bütün tekâmülün dostu ve adaletin hizmetçisi olan insanlar onunla mücadeleyi kendilerine -vazgeçmeksizin- iş edinmek zorundadırlar. Bencillik hayvanlığı nitelendiren vahşi bir kimliğin devamıdır ki, o bu aşağılık kimliğin bir kalıntısı halinde başımıza gelip çatmıştır. Fakat insan her şeyden önce, toplum içinde yaşamak üstünlüğüyle nitelenmiş bir varlıktır. O, kendi hemcinsleriyle birlikte yaşamak kudretine ermiştir ve hemcinslerinin yardımından yoksun bir insan, yaşayamaz. Yalnız başına terk edilmiş bir insan, kendi gereksinimlerini sağlayamaz, insani nitelik ve yeteneklerini geliştiremez. Varlığının iyiliklerini ve bütün uygarlık yararlarını kendisine veren, toplumdur. Kendisi ile toplum arasında sıkı bir bağlılık vardır. Toplum nasıl ona borçlu ise o da topluma öyle borçludur.
Ölüm ötesi hayat, varlığımızın görünmeyen yanının özgürleşip yaşamaya devam edişidir.
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.