Ne iş yapacağını bilecek kadar kitaplardan,filmlerden,bloglardan,dünyadaki akımlardan,önemli kişilerden ilham alıp kendini geliştirenler zaten bir süre sonra serbest çalışacak özgüveni kendilerinde buluyorlar.
Ama biz tabağın desenine göre misafirin bizle ilgili görüşünün değişeceğini zanneden, bir şey duyup "şu zararlıymış" diye herkese anlatan, sevdiğimiz bardak olmayınca içecekten daha az tat alan, televizyonda dizi izleyip markette tercihleri karışan, zayıflamakla ilgili söylentileri dinleyip sağlığını bozan ve sonra kulaklarını ve ağzını aklından fazla kullanmanın sonucu olarak yoksulluk, açlıkla ilgili endişe girdabından çıkamayarak sürekli çalışmak zorunda kalan insanlarız.