Abdullah Reha Nazlı

Yanılgının İcadı yazarı
Yazar
8.9/10
196 Kişi
787
Okunma
133
Beğeni
12,4bin
Görüntülenme

Hakkında

1987'de Kütahya'da doğdu. Mühendis, girişimci, tasarımcı, yazar. Sosyal medyanın yarattığı çağ değişimine dair notları ile yazarlık hayatı başladı. Mühendisliğin farklı disiplinleri bir araya getirmesi üzerine örneklerini kitaplaştırdı. Çok yönlü bakış ve genel resmi görmek konusunda çalışmaları oldu. Tüm kitaplarında kendini eğitim konusunda odaklanmaktadır. Eğitim sistemi ile bugünkü bilim arasındaki uyuşmazlıkları kitap haline getirmiştir. Bilim okurluğu ve yazarlığını beyin bilimleri alanında yoğunlaştırmıştır. Bu alandaki ilk kitabı Yanılgının İcadı; evrimsel psikoloji, biyoloji, antropoloji ve sosyoloji gibi bilim dallarını herkesin anlayabileceği tarzda birleştirmiştir. Yazarlık süreci pozitif bilimler ile sosyal bilimler arasında bir köprü görevi görüp bilimi herkesin anlayacağı tarzda anlatacak kitaplar haline getirme amacında devam etmektedir.
Ünvan:
Türk Gıda Mühendisi, Girişimci ve Yazar
Doğum:
Kütahya, Türkiye, 1987

Okurlar

133 okur beğendi.
787 okur okudu.
93 okur okuyor.
822 okur okuyacak.
29 okur yarım bıraktı.

Okur demografisi

Kadın% 55.1
Erkek% 44.9
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Doğru kitabı seçen herkes kendisinin öğretmeni olabilir.
Ne acı
Dopamin eksikliğinin sahte yolla en fazla karşılandığı yöntem; bilgisayar ve telefon oyunlarıdır. Puanlama sistemi, arayış, adım adım ilerleme ve ilerledikçe yeni başarılar gerçekten de dopamin salgılanmasına neden olur. Bugün pek çok oyunda her saniye kazanılan bir yöntem uygulanır, küçük çocuk ve sürpriz artışlar hedonik adaptasyona yakalanmadan mutluluk sağlar. Oyun oynadıkça, hayatta kalmak için önemli bir şey başarmadığınız halde harika hissedersiniz. Sonuçta hiçbir şey yapmadan yıllar ve hatta ömür geçebilir. Muhtemelen fanatik bir taraftar, kendisinin hiçbir katkısı olmadığı takımı şampiyon olduğunda; oğlunu 25 yıl yetiştirip üniversiteden mezun oluşunu izlemiş bir babanın yaşaması gerekenden fazla kimyasal haz yaşar. Oyunlar ve futbol; milyonların sıradan hayatında bir eksiklik hissetmeden yaşamasını tesellisidir. Başka insanlarla birlikte yapılan işler aynı zamanda sahte oksitosin salgılamanın da bir yoludur. Güven duyma isteği, sürüde kalma içgüdüsü, insanlar tarafından tanıma ihtiyacı; hala toplumun bir parçası olduğumuzu, dolayısıyla doğada yalnız kalıp ölmeyeceğimizi düşünmek içindir. Bu duygunun eksikliğini tamamlamak için siyasi topluluklar, taraftarlık, internette ortak amaç ve ilgi alanı altında birleşme ile kapatılmaya çalışılır.
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Reklam