Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Politik Ontolojinin Yok Merkezi

Gıdıklanan Özne

Slavoj Zizek

En Eski Gıdıklanan Özne Gönderileri

En Eski Gıdıklanan Özne kitaplarını, en eski Gıdıklanan Özne sözleri ve alıntılarını, en eski Gıdıklanan Özne yazarlarını, en eski Gıdıklanan Özne yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Burada tarihsel diyalektiğin paradigmatik bir örneğiyle karşı karşıyayızdır: Freud tam da (psikanalizin tarihselci eleştirmenlerinin yorulmaksızın tekrarladıkları gibi) ‘kendi Viktorya Zamanı’nın çocuğu’ olduğu için, bu çağa ait ve ‘normal’ işleyişinde görünmez olan o evrensel niteliğini ifadelendirebilmiştir. Evrenselliğe açılan bir içgörüyü mümkün kılacak yegane tarihsel an olarak kriz konusundaki diğer büyük örnek tabii ki Marx’tır –aşırı (dengesiz) bir üretim sistemi olarak kapitalizm analizlerini temel alarak insanlığın tarihsel gelişiminin izlediği evrensel mantığı artiküle etmiştir.
Sayfa 372 - 2003
(...) Schopenhauer ve benzerleri, acziyetlerinden kaynaklanan kıskançlıklarını, yani yaşamsal coşkunun verdiği yaratıcılıktan yoksun oluşlarını, tevekküle çekilmiş bilgeye özgü o dramatik duruşa dönüştürüp yüceltmeye çalışan gülünç figürlerdi.
Reklam
Metafizik kapanmayı kırmanın tek yolu, onun (hem de en tehlikeli biçiminin) ‘içinden geçmek’, metafizik nihilizmin verdiği acıyı en üst noktada çekmektir. Bu ise sahte bir kurtulmuşluk hissi veren her şeyin reddedilmesi gerektiği anlamına gelir.
(...) sistemi sınırlayarak kontrol altında tutma çabaları _‘İnsanî yüzünü’ öne çıkarma, demokrasi ve özgürlüğün temel kurallarına saygı duymaya zorlama, insanlar arasındaki dayanışmayı sağlama, kendi totaliter fazlalığına doğru meyletmesini engelleme çabaları_ aslında sistemin yalnızca bu tür fazlalıklarında öne çıkan iç-hakikatten kaçma telaşından öteye gitmez: Sistemi kontrol altına almayı amaçlayan bu yangönüllü çabalar, söz konusu sistemin dar ufku içinde hapis kalmanın en ama en kötü yolunu oluştururlar.
Heidegger’in devrimci Marksistlerle paylaştığı unsur, sistemin hakikatinin ‘kendi fazlalığında’ ortaya çıktığına dair tasavvurdur _yani hem Heidegger’e hem de Marksistlere göre Faşizm, kapitalizmin ‘normal’ gelişiminde ortaya çıkan basit bir sapma değil, kendi iç dinamiklerinin zorunlu bir sonucudur.
Heideggerciler daima, çağın özündeki ontolojik hakikate mümkün olduğunca yakınlaşabilecek pozitif, ontik bir siyasal sistemin peşinde namütenahi uzayıp giden bir arayış içindedirler _ki bu da onları önüne geçilmez bir şekilde yanılgıya iter (bu yanılgının varlığıysa, doğal olarak, her zaman geriye dönük bir şekilde, postfactum, her şey olup bittikten sonra, söz konusu bağlanımların felâketengiz sonuçları ortaya çıktıktan sonra kabullenilir).
Reklam
(...) ontolojik hakikate en çok yaklaşanlar, ontik düzeyde yanılmaya mahkûmdurlar.
haydeger_Kitabı okudu
(...) hafife alınmaması gereken paradoks, tüm ilgisini ontolojik ayrımın gizemi üzerinde odaklamış ve ontik bir içeriğe ontolojik yücelik atfetme hatasına (örneğin Tanrı’yı en yüce Varlık olarak görmeye) karşı bizi tekrar tekrar uyarmış olan biricik filozofun, Nazizme modern insanın özüne uygun olmak gibi bir ontolojik yücelik atfetmiş oluşudur.
İnsanın aslî durumu, bünyesinde çığırından çıkmışlığı, dipsiz uçurumları ve devasa aşınlıkları/fazlalıkları barındırır.
(...) özellikle insana has olan boyut, ne sınırlı bir yaşam dünyasının bağlamına yakalanan bağlanımlı failde, ne de yaşam dünyasından ayrıştırılan evrensel Akıl’da mevcuttur; bu boyut, gerçekte tam da bu ikisinin arasındaki o temel bağda, ‘gözden yitiveren aracı’dadır.
Reklam
(...) ölümle her halükârda yalnızca bana ait olan otantik yüzleşmem, otantik bir seçme edimi aracılığıyla kendi geleceğimi tasarlamamı sağlar (...)
179 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.