Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Politik Ontolojinin Yok Merkezi

Gıdıklanan Özne

Slavoj Zizek

Gıdıklanan Özne Sözleri ve Alıntıları

Gıdıklanan Özne sözleri ve alıntılarını, Gıdıklanan Özne kitap alıntılarını, Gıdıklanan Özne en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
(...) ızdırabı kendi başına kurtarıcı bir şey olarak gören çarpık mazoşist ahlâkın tuzaklarından uzak durmak gerekir: Bu ahlâk (Ebedi Hayat’a ulaşmak için bizden bir bedel isteyen) Yasa’nın sınırları dahilinde kalır, ve dolayısıyla da henüz tam anlamıyla Hıristiyanca bir Aşk/Sevgi tasavvuru düzlemine ulaşabilmiş değildir.
Sayfa 178Kitabı okudu
Sosyo-ekonomik terimlerle düşündüğümüzde, Sermaye'nin çağımızın Gerçek'i olduğunu söyleyebiliriz. Bir başka deyişle, kendi kendisini dölleyip çoğalarak ilerlemekte olduğu o tek-benci doğrultusunun, günümüzün bizi bekleyen geleceğe dair o düşünümsellik-ötesi spekülasyonlarıyla zirveye ulaşmış Sermaye'nin, kendini katlaya katlaya genişleyen o delice döngüsüne dair Marx'ın betimlemelrini göz önüne aldığımızda, kendi yolunu insanlığa veya çevreye ilişkin duyarlılıkları umursamaksızın şaşmadan izlemekte olan bu kendinden-beslenen canavarın üzerimizde dolaşıp duran hayaletinin, aslında ideolojik bir soyutlamadan ibaret olduğunu iddia etmek, fazlasıyla basite indirgeyici bir tavırdır - bu soyutlamanın berisinde üretici kapasiteleri ve kaynaklarıyla Sermaye'yi temellendiren ve devasa bir parazit tarafından emiliyormuşcasına onu besleyen gerçek insanların ve doğal nesnelerin bulunduğunu asla unutmamak gerekir.
Reklam
Burada tarihsel diyalektiğin paradigmatik bir örneğiyle karşı karşıyayızdır: Freud tam da (psikanalizin tarihselci eleştirmenlerinin yorulmaksızın tekrarladıkları gibi) ‘kendi Viktorya Zamanı’nın çocuğu’ olduğu için, bu çağa ait ve ‘normal’ işleyişinde görünmez olan o evrensel niteliğini ifadelendirebilmiştir. Evrenselliğe açılan bir içgörüyü mümkün kılacak yegane tarihsel an olarak kriz konusundaki diğer büyük örnek tabii ki Marx’tır –aşırı (dengesiz) bir üretim sistemi olarak kapitalizm analizlerini temel alarak insanlığın tarihsel gelişiminin izlediği evrensel mantığı artiküle etmiştir.
Sayfa 372 - 2003
Özneyi tanımlayan şey Olay'a sadakatidir: Özne Olay'dan sonra gelir ve kendi durumu içinde onun izlerini ayrımsadıkça kendini daim kılar.
Sayfa 157Kitabı okudu
(...) ‘deliliğin’ ontolojik zorunluluğu, kendi doğal yaşam dünyasına gömülü o saf ‘hayvansal ruh’tan, kendi simgesel evreninde hayat bulan ‘normal’ öznelliğe dolaysız geçişin imkânsızlığında yatar.
Uzun vadede hepimiz, Muz Cumhuriyeti tişörtleri giymekle kalmayacağız - birer muz cumhuriyetinde yaşıyor olacağız.
Reklam
Nazi stratejisi 'şeyleri, nihai düzeyde hiçbir şeyin değişmemesini sağlayacak şekilde bütünüyle değiştirmek' olmuştur.
Sayfa 167Kitabı okudu
Bir fikri aslî unsurlarına dek ayrıştırmak, bu verili fikrin biçimini taşımamakla beraber benliğin dolayımsız niteliklerini oluşturan ‘ânlara’ geri dönmek anlamına gelir. Şüphesiz ki böylesine bir analizin varacağı yer sadece ve sadece, sabitleştirilmiş ve âtıl belirlenimlerden ibaret olan düşüncelerdir. Ancak bu şekilde ayrıştırılmış ve bir
Doğanın durduğu noktadan bakıldığında 'Tin' anlamsız bir harcamadan, zielgehemmtes bir içgüdüden ibarettir - yani, 'doğal' hedefinden saptırılmış ve dolayısıyla da dürtünün o sonsuzca yineleyici hareketine kapılmış bir içgüdüdür. Eğer en kusursuz simgesel jest (Lacan'ın da tekrar tekrar vurgulamış olduğu üzere) boş ve/veya engellenmiş, gerçekleşmesi dahi amaçlanmamış bir jest ise, o halde cinsellik de kendisini doğumun o doğal döngüsüyle bağları atarak 'insanileştirir'.
(...) Devlet’in, yurttaşların tartışabildiği medenî bir kamusal alanın ‘muhtemel’ koruyucusu olarak üstlenmiş olduğu rol ve işlevi (...)
Reklam
(...) Oedipus ‘fazlasıyla insandır’, ‘insanlık durumunu’ acı sona dek, en temel ihtimali gerçekleştirerek yaşamıştır ki tam da bu yüzden ‘artık insan değildir’ ve hiçbir insanî yasa veya ilgiyle herhangi bir bağı olmayan ‘insanlık-dışı bir canavara dönüşür.
Sayfa 189Kitabı okudu
bu mudur yani_
(...) kendimizi gerçek Ebediyet’in hayatına açabilmemiz için, ‘bu’ hayata olan bağımızı askıya almalı ve ate boyutuna, o iki ölüm arasındaki alana, ‘ölüdirilerin’ alanına girmeliyiz.
ki öyle_
(...) Olay’a asıl sadakât, peşinde olduğu şeye kayıtsız-şartsız inanma anlamın­da, sağlam sebepler aramayan ve tam da bu yüzden hiçbir argümantasyon tarafından çürütülemeyen bir tavır takınma anlamında ‘dogmatik’ ise?
zorlama istersen_
(...) Aziz Pavlus, hakikat-usûlünün biçimsel şartlarının anti-felsefî teorisyenidir.
pavlus, isa'nın dirilişini yunanlı filozoflara anlatır ve onlar bunu kahkalar atarak dinler_Kitabı okudu
Nazizm bir sözde-Olay iken Ekim Devrimi otantik bir Olay’dır, zira sadece bunlardan ikincisi kapitalist düzenden oluşan Durum’un temellerine uzanabilmiş ve bunları etkili bir şekilde sarsabilmiş iken, öbürü tam da kapitalist düzeni kurtarmak için bir tür sözde-Olay sahnelemiştir. Nazi stratejisi ‘şeyleri, nihai düzeyde hiçbir şeyin değişmemesini sağlayacak şekilde bütünüyle değiştirmek’ olmuştur.
178 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.