1960'lardan bu yana gelişmekte ve hızla değişmekte olan Türkiye toplumu, geleneksel değer ölçülerinin yerine yenilerini belinsemeye yönelmiştir. Sanayileşen her ülkedeki gibi, bu yeni değerlerin siyasal yansısı sol'a dönüşmüştür. Ama demokrasinin yerel tanmıı, kuralalrı ve kurumları bu yeni gelişime yeterince yanıt verememiş, daha doğal değişimin önü, sol'u yalnızca kendelirenin kuramlarınca sınırlayan kimi parlemento dışı unsurlar kadar, parlamento içindeki sol ve sağ partilerin kimilerince de kesilmek istenmiştir. Ülke çapındaki büyük çatışmalar gözlenmiş, olağanüstü bir cepheleşme egemen olmuştur.
Yine bu süreç boyunc,a dünyadaki soğuk savaş cepheleşmesi ise neredeyse sonlanmak üzeredir. Washington, sürekli ekonomik sorunlar yaşayan, bu sorunlarla iç dengeleri bozulan, Amerikan etkinlik alanındaki rolünü oynaması güçleşen bir Türkiye istememeye başlamıştır. Diğer Batılı ve hatta Doğulu ülkeler bile, Türkiye'yi yeni bir çerçeve içine torutmak planları içinde yer almışlardır.