Kulluk inancının var olduğu bir din, korkaklığı, kendi kendini aşağılamayı, alçalmayı, bağımlılığı, boyun eğmeyi, kısaca kölelerin tüm özelliklerini öğütlemektedir. Oysa savaşçı toplumun, cesarete, özgüvene, gurura, bağımsızlık anlayışına ihtiyacı vardır.
Bir inancın yarattığı insan tipi ve ruhsal durum, onun ibadetinde kullandığı sembollere de yansımaktadır. Ritüeller bu ruhsal duruma göre şekillenmektedir. Tanrıcılar, kulluk inancına şaşırarak baktıkları için bir kulluk göstergesi olan yere kapanma (secde) ve (Tanrıcıların ifadesiyle) "dilenci gibi" ellerin açıldığı dua pozisyonu, onlara göre asla kabul edilemez ritüellerdir. Kulluk inancını içeren dinlerde ibadetlerde yer alan semboller ve vücut dili kulluğu işaret etmektedir. Oysa Tanrıcılığın ibadet sembollerine baktığımızda Tengri gibi Tengri'de bolmuş' başı dik, asla ufuktan aşağı gözlerini indirmeyen, Tanrı'ya söyleyeceği sözü anasına babasına söylermişçesine rahat ve sevgi dolu ifade eden bir tarz göze çarpmaktadır; aczi ifade eden kulluk sembollerine hiçbir şekilde yer verilmemiştir.