Gök Tanrı İnancının Bilinmeyenleri

Günnur Yücekal Arpacı

En Eski Gök Tanrı İnancının Bilinmeyenleri Sözleri ve Alıntıları

En Eski Gök Tanrı İnancının Bilinmeyenleri sözleri ve alıntılarını, en eski Gök Tanrı İnancının Bilinmeyenleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Siz bu incilde yazanları okuyarak mı öğrendiniz?Ben bunlardan daha fazlasını doğaya bakarak öğrendim.
Reklam
Sonsuz Gök Tanrı’nın gönlünde hiçbir zaman tehlike ve korku olmadığı için, onun evladı olan insanın da gönlünde korku olmaması gerekir. Gök Tanrı’nın oğulları ve kızları zaten her şeye eşit olduğunu bilmektedirler. Onların gönlünde etrafında olan her şeye sevgi ve saygı vardır. Yani etrafını çevreleyen nesne ve insanlara karşı onun korkusu yoktur. Onları tehlike olarak görmez. Çünkü sonsuz Gök Tanrı’nın oğulları ve kızları güçlüdür ve sorumludur; gök, dağ, deniz, toprak, nehir, okyanus, suya karşı; insanlık kabilesi, ailesi, çocukları, atalarına karşı; ayrıca bundan sonra devam edecek soyuna karşı da sorumludur. Yani onlar diğer dinlerde olduğu gibi sadece kendileri için Tanrı’ya karşı sorumlu değillerdir. Etrafındaki her şeyden sorumlu olan insan, bozulanları düzeltmekten de sorumludur. Deniz kirleniyorsa kirletmemelisin ve ya engel olmalısın, orman yok oluyorsa ağaç dikmelisin gibi… Herhangi bir dindeki bir insan günah işlese ibadethaneye gider; temizlenir çıkar. Mesela kiliseden çıkarken artık günahkar olmadığını artık tertemiz olduğunu düşünür. Bu zihniyet de bencil insanlar yaratır”.
Kurumsallaşmış kitaplı dinler, insanlardan yalnızca pasif kalmalarını ve yasalara riayet etmelerini ister. Ama özgür bireyler yaratan Tanrıcılık, baskıcı bir düzen değil kişinin kendi kendini zorladığı bir düzeni ortaya koyar. Hatta buna kendi kendini zorlamak bile denmeyebilir. Çünkü kişi Tanrı’nın evladı olarak kendine ait olarak gördüğü düzenin koruyuculuğunu seve seve yapmaktadır. Dini vecibeler kişinin kendi iradesi ve isteği ile ve sadece kendisi için yerine getirilir. Tanrıcılığın veya kamlığın kitabı olmaz. Çünkü Tanrı, zaten tüm evreni ve doğayı kendi kitabı olarak yaratmıştır.
Her köyün, her kabilenin, her ailenin başkanı ritüelleri yapabilme kabiliyetine sahip olmalıdır. Kadın da aileyi koruma ritüellerini yapmayı bilmelidir. Kamlar sadece yardımcılardır, onlar en baştaki kişiler değildir. Türklerin papaza gitme gibi adetleri olmamıştır. Türkler de bu ritüelleri herkes yapabilmiştir. Erkekler gök, toprak, orman, dağlar ile doğrudan; kadınlar da ateş aracılığı ile konuşmayı bilmek zorundadırlar.
Bizde cami ve kilise yoktur, tapınağımız “Gök kubbenin” altıdır. Duvar olarak etrafımızda orman ve dağlarımız; altımızda da Toprak Ana olmuştur. Bu nedenle cami ve başka ibadethaneler inşa etmeye gerek kalmamıştır. Mavi gökten, dağlardan, ormanlardan daha görkemli bir şey inşa etmek zaten mümkün değildir.
Reklam
210 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.