"Geceleri gündüzden ne kadar başkayız, yağmurlu gecede, açık gecede, aylı gecede, aysız gecede, umduğumuz, sevdiğimiz, yorgun, sarhoş yahut hasta olduğumuz, yakınlarımızdan birini kaybettiğimiz gecelerde ne kadar başka insanlarız..."
Tabiatta hiç bir şeyin sonbaharı insanınki kadar zengin ve parlak olmuyor. Sonbahar meraklısı şairler bilmem neden onu “Kuytu ormanlar, ıssız dereler nâ’ş– i evrak ile dolu” lâflarda aramaya giderler de insanların yüzünde seyretmeyi akıl etmezler.
Benim bildiğime göre insanların müşterek bilgileri ne kadar çoğalırsa birbirleriyle anlaşmaları o kadar güçleşir, aralarındaki uçurum o kadar genişler.
Ve Bu güneş memleketinde uçsuz bucaksız bir tünele dalmış gibiyim. Önümde en ufak bir ümit ışığı görmüyor, ölünceye kadar bu karanlık içinde yaşayıp gideceğim sanıyordum.