Toplu Yazılar 3

Gökyüzü Haritası

Melih Cevdet Anday

Gökyüzü Haritası Sözleri ve Alıntıları

Gökyüzü Haritası sözleri ve alıntılarını, Gökyüzü Haritası kitap alıntılarını, Gökyüzü Haritası en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oysa uygar ülkelerde bir ozanın en başta anadiline, ulusal kültürüne olan katkısına değer biçilir, onun siyasal görüşleri bundan sonra gelir.
Sayfa 173Kitabı okudu
Okuma yazmanın tarihi onu övmeye pek de hak verdirecek gibi değildir. Okuma yazma, binlerce yıl halkı sömürmenin, aldatmanın aracı olmuştur. Bugün de öyledir okuma yazma bilmeyenlerin çoğunlukta bulunduğu yerlerde. "Halk da öğrenseydi okuma yazmayı, sömürtmeseydi kendini," diyemezsiniz; yazı yüzyıllar boyu sadece yukarı katlarda bulunanlara, yöneticilere özgü olarak kalmıştır. Onca gerilere gitmeye ne gerek var; bizim ülkemizin bu konudaki durumu çok öğretici bir örnektir. Bizde okuma yazmanın yüzyıllar boyu sadece büyük kentlerde oturanlara öğretilmesi köylünün bundan yoksun kalması bir rastlantı mıdır? Yoksa köylünün tembelliğinden midir? İkisi de değil; okuma yazma bilmek ayrıcalıklı sınıfın sömürü aracıydı da ondan. "Aman köylü çocukları okuma yazmaya başladılar," diye kopan fırtınada değil midir köy enstitülerinin kapanma nedeni? O akşamki konuşmasında Sayın Savaşır da söyledi; işveren okuma yazma bilen işçiden bilmeyene göre daha çok, daha iyi iş alırmış, bu yüzden işyerlerinde okuma yazma öğretilmeliymiş... Bu örnekte okuma yazma bilmek, adamın kendisi için değil, patron için iyi çıkıyor.
Sayfa 334Kitabı okudu
Reklam
Tek parti döneminde çok rağbette olan "İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz," sözü, gerçi partilerin çoğalmasından ve özellikle yurdumuzda "sol" anlayış yer tuttuktan sonra kullanılmaz oldu ama zaman zaman görüyoruz ki sınıflı bir toplum olduğumuz artık özümsenmesine karşın, gene de bu gerçeği unutturmaya yönelik birtakım savsözler(sloganlar) ortalıktan eksik olmuyor. Bunlar çoğu kez "Ulusal beraberlik, bütünlük" biçimin de gösteriyor kendini.
Türk hükümetiyle Yunan hükümetinin anlaşmazlık içinde bulunmaları, bu anlaşmazlığın daha da uzayıp gideceğine ilişkin sanılar bir bakıma uluslararası gerçeklere uymayan bir durumu göstermektedir. NATO güneydoğu kanadında bulunan Türkiye ile Yunanistan, Truman doktrini denilen Amerikan yardım programına sokulduktan sonra siyasal bakımdan da Birleşik Amerika'nın etki alanı içine girmiş oldu. Ünlü Amerikan gaze tecisi Walter Lippmann, 1947 yılında New York Herald Tribune gazetesinde şöyle yazmıştı: "Biz Türkiye ile Yunanistan'ı, özellikle yardıma gereksemeleri olduğu için ya da bu ülkelerin demokrasi ve özgürlüklerin iyi örneğini verdikleri için seçmedik; tersine, biz bu ülkeleri Karadeniz'e açılan stratejik birer geçit oldukları ve Sovyetler Birliği'nin kalbine ulaşmayı sağladıkları için seçtik."
Sayfa 306Kitabı okudu
Benim Gizli Emir adlı romanımın bu gazetede çıktığı günler 12 Mart dönemine rastlar. Çok karanlık günlerdi, herkes bir şey bekliyordu. Tümden kurgu üzerine kurulmuş olan bu romanda da insanlar, nerden geleceği bilinmeyen bir gizli emri beklemektedirler. Tefrika sona erdikten sonra Ankara'daki Bilgi Yayınevi sahibi Ahmet Küflü, bu romanı basmak istediğini bana bildirdi. Gazete kesiklerini kendisine yolladım. O sıralarda aydınlar arasında tutuklamalar başlamıştı. Evimi arayıp bir gece beni de götürmüşlerdi.
Sayfa 322Kitabı okudu
Siyasal olayların üstyapı niteliği yaygın bir bilgidir; bunun gibi, üstyapı olaylarının ekonomik temel üzerinde etkinliğe dönüştüğü de bir gerçek. Ama bu karşılıklı etkilenmeyi gününde görüp göstermek sık rastlanan gözlemlerden sayılamaz. Önemi gününde anlaşılmamış nice olaylar vardır ki yaşam kendi yolunu çizedursun, öbür yandan yorumların sonu gelmez. Burada kişi açısından önemli olan, siyasal olaylarla dolu nice heyecanlı günlerin bir süre sonra (unutulması demeyeyim ama) artık duyguları coşturmayan sıradan öyküler durumuna düşmesidir. Oysa zincirleme etkiler sürüp gider, kim bilir ne zamana değin!..
Reklam
ŞÜPHESİZ!!..
Dünyada en büyük beş romancı sayılsa, bu beşin içine Lev Tolstoy da girer, Savaş ve Barış ise onun başyapıtı sayılır.
Sayfa 359 - EVEREST YAYINLARI
"Daha 1946'da, bağımsız bir sanayileşmeyi öngören Beş yıllık Plan taslağı Avrupa Kalkınma programı kapsamına alınması isteğiyle Amerikalılara sunulmuş ama bu plan taslağı Amerikalılarca reddedilmişti. Bunun üzerine tarıma ve altyapı tesislerine -özellikle yol- öncelik veren 1948-1952 yıllarını kapsayan yeni bir yatırım programıyla yardım için tekrar ABD'ye başvurulmuş, bu kez olumlu yanıt alınmıştı..." Sayın Fethi Naci'nin parmak bastığı olayın önemini kavramak için en elverişli günlerde yaşıyoruz. Demiryolu taşımacılığının gözden düşürülmesi, karayollarının ön plana alınması, böylece özel oto hevesinin ve otobüs taşımacılığının isteklendirilmesi, bizi getirip bir petrol çıkmazı içine sokmuştur.
Sayfa 426 - EVEREST YAYINLARIKitabı okudu
"Kapital" doğdu. Kaynağı soygunlar, sömürü, eza cefa olan bir zenginlikti fakat eski zenginliklerden ayrımı, doğurmasıydı. Artıkdeğer bir soyutlama değildir, gerçeğe karşılık düşen bir termindir. İşçi, çalışma gününün bir bölümünde kendi için geri kalan bölümündeyse patron için çalışıyordu. Dünyanın yeni bir dönemine giriyorduk. Burjuva denilen toplumsal kat, o güne değin görülmedik büyük işler başarıyordu. Karl Marx ile Engels Manifesto'nun başlarında, burjuvazinin başarılarını neredeyse coşkuyla anlatırlar. Gerçekten de büyük bir uygarlık doğmaktadır. Batı'yı görenlerin hayranlıkla anlattıkları o düzenli, temiz, ışıklı, ağaçlıklı büyük kentleri de bu arada sayabiliriz elbet. Artıkdeğerin nerdeyse bütün dünyadan toplanmasının doğurduğu zenginlik, halkın yaşama düzeyinde de etkisini gösteriyordu; öyle ki, zamanla kapitalist ülkelerdeki işçilere de pay düştü bu büyük zenginlikten. Hele Marx ile Engels'in dünya işçilerini uyandıran büyük buluşlarından sonra kapitalistler, olası bir sarsıntıdan kendi toplumlarını korumak için halkın yaşamında kimi iyileştirici önlemler almak gereğini duydular... Ama şurası kesindir ki Batı'da halkın, işçinin yaşama düzeyinin yükselmesi, kapitalistlerin sadakalarından değil, sosyalizmin gücünden doğmuştur. Sosyalist savaşım, işçilerde nasıl sömürüldükleri bilincini uyandırdı.
Sayfa 344Kitabı okudu
91 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.