Günümüzün insanı, büdikleriyle yetinmeyen, hızla değişen koşullarda kendini yenileyebilen, özgür, barışçı, in sancıl, hoşgörülü, toplumuyla bütünleşmiş, kendi kişiliğini geliştirirken başkalarının gelişmesine de çalışan toplumsal bir varlık olmak durumundadır.Bu, çağın gereklerine uygun, ama kendi benliğinden, geçmişinden, toplumunun öz kaynaklarından kopmamış bir insandır. Çünkü insan, ancak ulusal özelliklerini koruduğu oranda, çağdaş uygarlığa, evrensel kültür değerlerinin oluş masına ve zenginleşmesine katkıda bulunabilir.İnsan, içinde yetiştiği çevrenin bir ürünüdür. Benzer koşulları paylaşanlar benzer biçimde düşünürler. Kültür, toplumu oluşturan bireylerin duyuş, düşünüş ve davranış bir liğidir. Duyuş, düşünüş've davranış birliği ise, bir ulusun, bir toplumun öbür toplumlardan değişik olan koşullarının etki siyle oluşur. Bu anlamda kültür, ulusal bir nitelik taşimaktadır; ama özellikleri çok başka olan toplumların bile bir birlerine benzeyen bazı koşullara sahip olması ve çağdaş dünyada bu benzer koşulların hızla artması, kültürün evrensel yanını ortaya çıkarır. Uluslar arasındaki kültür alışverişinin artması, insan ların birbirlerini daha iyi anlamalarına, ortak yanlarım bulmalarına, evrensel barışın oluşmasına katkıda bulunur. İşte, bu nedenle kitap, iletişimi kuran araçlardan biri olduğu gibi, kültürün ulusallıktan evrenselliğe ulaşmasında da en önemli etkendir.