Hasan Uysal'ın kendi kişiliğine uygun bir üslubu var. Ciddi ama şakacı. Muzip ama saygılı. Kendisini bile alaya alabilen bir özgüven. Öğretmekten çok sezdiren bu yazıların üslubu, bana öykü tadı veriyor. Anıların, gözlemlerin arasında olayların kendi kurgusu, yazarın fazla zorlamadan öykü kurgusuna yol açıyor. Olayların karşısındaki bilinç, zekanın sezgiyle buluşmasını hazırlarken, bu durum, Hasan Uysal'da hiç de saf olmayan bir coşkuya, buradan da içtenliğe evriliyor. Coşku ve içtenlik. İşte Hasan Uysal'ın yazılarını okunur kılan ve bu yazılarını benzerlerinden ayıran özellik. Nerden kaynaklanıyor bu, okurken daha iyi anlıyorsunuz; Yaşamak, yaşamak, yaşamak...