Hep hayal ederiz değil mi? Hatta edebiyatı bile yapılır:
Dünya kadınların, çocukların ve hayvaların egemenliğinde çok daha güzel olurdu, deriz. Düşününce çok masumca bir hayal, gözümüzde toz pembe bir dünya canlanıyor, değil mi? Fakat gelin görün ki bu kitap, bizim aklımızda çizdiğimiz o toz pembe dünyanın aksine, aslında olayların düşündüğümüz gibi gerçekleşmeyebileceğini anlatıyor.
Konu olarak kadınların bir çeşit özel güce sahip olmaları ve bu gücün dünya genelinde ortaya çıkmasıyla erkek egemen dünyanın dengesinin yavaş yavaş değişmeye başlamasını anlatıyor. Ezilen, dövülen, kaçırılan, işkence gören, tacizlere, tecavüzlere maruz kalan kadınlar için bu güç bir kurtarıcı olmakla birlikte, aynı zamanda onlar için güçlü bir silaha dönüşüyor. Bu yönüyle bakılırsa konu olarak ütopya gibi görünse de aslında olayların ilerleyen aşamalarında bunun distopyaya varan bir boyutunun olduğunu fark ediyoruz.
Dili sade, süs ve sanatlardan arınık ve bununla birlikte kalın cildinin aksine oldukça da akıcı olduğu bir gerçek. Bununla birlikte güçlü bir kurguya sahip olması sebebiyle, yazım dilindeki aşırı sadeliğin yavanlığını de ört bas etmeyi başarmış yazar. Okunmasını şiddetle tavsiye ederim.
Keyifli okumalar... ️