Gül Yaprağı Kumsalı’nın öyküsünü duymuş muydunuz?
Aşk uğruna tüm hayatını feda eden kadının söylencesi mi? Alabildiğine geniş, ıssız bir adayı boydan boya dolaşmış, denizde kaybolan sevdiğini aramış. Aşkı öyle olağanüstü, hayret verici, o kadar derin, güzel ve safmış ki, yürürken sahildeki keskin çakılların kestiği ayaklarından akan kan damlaları gül yapraklarına dönüşmüş ve sahil olduğu gibi kusursuz, kıpkırmızı gül yapraklarıyla bezenmiş. Gül Yaprağı Kumsalı’nın öyküsünü duymuş muydunuz?
Uğruna ölmeye değen bir öykü mü?
Dünyanın görüntüsünü dondurabileceğimi ümit ederek, yavaş yavaş gözlerimi kapatıyorum. Ve olduktan, durduktan sonra, sevgilimin orada bir yerde olacağını biliyorum, hayatlarımız birbirimizi görmezden gelmedi. Buz gibi su bacaklarıma çarpıyor ve istemesem bile, gözlerimi yeniden açmak zorundayım. Dünyanın hâlâ döndüğü, hareket ettiği, devam ettiği yere geri dönmek zorundayım.
Dünyanın görüntüsünü dondurabileceğimi ümit ederek, yavaş yavaş gözlerimi kapatıyorum. Ve olduktan, durduktan sonra, sevgilimin orada bir yerde olacağını biliyorum, hayatlarımız birbirimizi görmezden gelmedi. Buz gibi su bacaklarıma çarpıyor ve istemesem bile, gözlerimi yeniden açmak zorundayım. Dünyanın hâlâ döndüğü, hareket ettiği, devam ettiği yere geri dönmek zorundayım.
Gül yaprakları hafifçe çekilerek, birer birer sapından kopuyor, cılız yeşil sapı sımsıkı içine dönmüş bir tomurcuk haricinde çıplak kalana kadar yaprakları koparıyorum. Avucum yapraklarla dolunca, onları buruşturmamaya özen göstererek, beklemekte olan denize doğru ilerliyorum. Yavaşça gözlerimi kapatıyorum. Dünyanın görüntüsünü dondurmak
Herkesin seçeneği vardır. Her birimizin. Bazılarımız bu seçenekleri göremeyecek kadar kör olur. Bazılarımız bu seçenekleri kullanamaz. Bazılarımız ise doğru şekilde kullanamaz. Bazılarımızın seçenekleri ellerinden alınır. Yine de, hepimizin seçeneği vardır.
Suya damlayan boya gibi içime yayılıyor, ilerlediği her yeri kirletiyordu. Suçluluk. Saniyeler önce ve geçmişte yaptıklarım yüzünden duyduğum suçluluk.
Acı,korku,keder,derin yaralar hala geçmemişti, ama şekil değiştirmiş, donmuş, yeniden çağlayacağı günü bekliyordu. Şu anda düşünebilmek, hissedebilmek, zihinsel ve duygusal olarak yıkıma uğramaksızın nefes alabilmek ilahi bir lükstü benim için.