Güldüşün Fıkraları Abeceli Bir Deste

Bozkurt Güvenç

En Eski Güldüşün Fıkraları Abeceli Bir Deste Sözleri ve Alıntıları

En Eski Güldüşün Fıkraları Abeceli Bir Deste sözleri ve alıntılarını, en eski Güldüşün Fıkraları Abeceli Bir Deste kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cumhuriyet bir erdemdir, çünkü, beğenilmeyen yönetici, yönetilenlerin oyu ile değiştirilebilir. Yöneticiler değişir/değiştirilir; ama, yönetimin yapısı, gelenekleri ile yönetilenler dayanıklıdır, kolay kolay değişmez.
Sayfa 123 - Remzi Kitabevi
Evliya'da Kibir Olur mu?
Bektaşinin birine “evliyanın nasıl biri olduğunu” sormuşlar. - Nasıl olacak senin, benim gibi biri. - Öyleyse, bir keramet göster, şu ağacı hele bir yürüt de görelim, inanalım. - Yürü ya ağaç, yürü ya mübarak! Dese de ağaçta bir hareket görülmeyince, Bektaşi ağaca doğru yürür: - Evliya'da gönül, kibir olmaz, o gelmezse biz ona gideriz.
Sayfa 48
Reklam
Ölüler Pirinci Ne Zaman Yer?
Batılı gezgin, kutsal ataların pirinç tarlasına gömüldüğünü görmüş, tarlanın mezarlık olduğunu sanıp, yaşlı Çinliye sormuş: — Sizinkiler pirinci ne zaman yer? — Sizinkiler çiçekleri koklarken. Eeeh. Böyle soruya böyle cevap.
Sayfa 63
Hekimler ve Mimarlar
Hekimlerin hemen her toplumda ve her zaman mimarlardan daha saygın kişiler oldukları söylenmiştir. Doğrudur; çünkü, — Mimarlar hatalarını inşa edip ortaya koyarken, hekimler gömer gizlerler. Acılı fıkrada haksızlık vardır; çünkü, insan ölümlü bir varlıktır. İyi hekimler mukadder sonu ancak biraz geciktirebilir. Mimarların hataları ise kuşaklar boyu bizimle yaşar. Kültürel miras olarak torunlarımıza kalır.
Sayfa 101
Koruyucuları kim koruyacak?
Yöneten yönetilen öykülerinin bu kadar yaygın ve medyatık olmasının sırrı bu çözümsüzlükte saklı gibidir. Yönetilen kişi, yergi öyküleri anlatarak ödeşiyor yöneticisiyle. Büyük Atatürk, nadir bir uzak görüşle, çözümün - yönetende değil- yönetilende olduğunu görmüş ve göstermişti: “Cumhuriyet, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür koruyucular ister.” Şu gerekçeyle ki, hür koruyucular Cumhuriyeti kendileri koruyacak, ayrıca koruyucuya ihtiyaç kalmayacaktır. Biz de sözbaşında, “mizahın ciddi bir iş olduğunu” hatırlamıştık. Koruyanları kimin koruyacağı, ya da - daha doğrusu- koruyanlardan nasıl korunacağımız, konusu, yönetim felsefesinin (politika ahlakının) çözümsüz kalmış sorunlarından biridir. Fıkrası, fukarası çoktur bileni pek yoktur.
Sayfa 118-119
Şaşkın Hoca
Un üretmek için beklediği değirmende başkalarının çuvalından avuç avuç buğday alıp kendi çuvalına aktarırken suçüstü yakalanan Hoca Efendi kendini savunmaya çalışmış: — Ah, ne kadar şaşkın olduğumu bilirsiniz! — Kendi buğdayını başkasının çuvalına koymuyorsun ama! — Canım şaşkın dediysek, o kadar da değil, hani!
Sayfa 157
Reklam
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.