Yazarın cin, peri ve gulyabani gibi boş inançların nasıl kötüye kullanılarak saf ve namuslu insanların kandırıldığını vurgulayan, boş inançları mahkûm ederek bilimsel düşünceyi savunan romanıdır..
Ölüm var, Ayrılık yok!
Güle eğlene bitirdim sonunda kitabı. Böyle gözel romanlar, kitaplar varken ne diye uyarlama film ve diziler yaparlar anlamıyorum. Cehaleti kimseyi kırmadan üzmeden hatta eğlendirerek anlatıyor yazar. Sonunda da güzel bir aşk romanına dönüşüyor. Tam bir romantik komedi. Ama unutmayınız, gerçek hayatta olaylar hep böyle bitmez, her zaman kurtarıcınız olmaz, en büyük kurtarıcı bilim ve bilim ışığında aydınlanan sizlersiniz.
Tekrar okur muyum? - Evet defalarca
Gürpınar eserlerinde halkın sorunları üzerine eğilmeyi sevmiştir. Bu eserde ise o dönem halk arasında bir efsane olan "Gulyabani" konusunu işlemiştir. Halkın korktuğu ve çekindiği bir durum olan Gulyabani işinin gerçek yüzünü kısa bir hikaye ile anlatmaya çalışmıştır. Ayrıca miras avcıları konusunu da ikinci plana işlemiştir. Gürpınar kendi dönemini yansıtmayı başarmış bir yazardır....
Bir periyle sevişmek pek tehlikeli bir macera olmakla beraber, kim bilir insana ne büyük bir zevk verecek. Bu saadet dünyada pek az insana kısmet olur. Bir peri insana nasıl diller döker, kendini sevdirmek için ne türlü tavırlar takınır, saldırılar yapar?
Köşkün bütün erkek perileri bana aşık olmuş. Ben bu kadar güzel miyim? insanlardan kapalı olan bahtım perilerden açıldı. Hayırdır inşallah. Başıma neler gelecek? Hep birden beni nereden de beğenmişler? Hay beğenmez olaydılar. Cinlerin böyle benim için aşk yüzünden birbirlerine düşmeleri pek hayır umulacak bir şey değil. Bu ne garip kader! Bu ne uğursuz talih!
İmtihan olacakmışım. Dersimi ezberlemeliymişim. Hangi dersimi? Deminden duyduğum saçmaları mı? Demek ki ben adeta deli adayıydım. O saçmaları ezberleyeceğim. İmtihanımı verdikten sonra delilik bilgisinden diploma alacağım! Tekkelerde çile dolduran dervişler gibi delilikte delilik derecesini kazanacağım. Bu dereceye ulaştıktan sonra herhangi bir tımarhaneye baş vurarak diplomamı göstersem hemen benim için bir kabul hücresi açılacak.
Son nasihat olan "Emret, hazırım ey cin" boyun eğiş feryadını bir türlü çıkaramıyordum. Çünkü ben hemen büsbütün çıplak bir kadın ... Erkek midir, dişi midir ne türlü zebella olduğunu bilmediğim bir periye, "Emret, her şeye hazırım diye nasıl bağırayım?".