Ertesi sabah, yalnız kaldığında aynaya baktı. Çocukluğunun sarışınlığını kaybetmiş kahverengi saçlar. İçlerindeki rengi muğlak beneklerle mavi gözler, ilmek ilmek yün gibi. Hiç mi hiç içine sinmeyen köşeli bir çene. Kendisine gülümsemeyi denedi, ama nafile. İdare edeceğini varsaydı; güzel değildi, halinden hoşnut değildi ya yine de idare edecekti.