Dulcinea
@dulcinea5
10/2020
20 Ekim
125 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Sabitlenmiş gönderi
Gerçekten var olan şeylerle zaten yeterince meşgulüm ve bu beni fazlasıyla tatmin ediyor; ancak gerçekten var olması olası, fakat hiçbir kanıta sahip olmadığım konularla kendime işkence edecek ya da zihnimi kurcalayacak değilim.
372 syf.
·
Puan vermedi
Okur Takip Önerileri
Her insan, zamanın o an aklına gelenleri içine rastgele doldurduğu bir kap mıydı yalnızca? İnsan, aynada gördüğü kişi üzerinde iktidar kurabiliyor muydu? Yoksa aczinden sadece başkaları üzerinden mi kurtuluyordu? Suçunu itiraf etmek, her koşulda Ben demeyi gerektirirdi.
Brecht bir gün bir prova sırasında; süreklilik yıkıma sebebiyet verir, demişti.
Sanki gerçek, insanın seçebileceği bir şeymiş gibi.
Beklemenin heyecanı, sevişmenin kendisinden daha güzel, demişti.
İnsan; kulağa ne kadar mağrur geliyor, demişti Maxim Gorki.
Buharin, hakkında az önce hüküm vermiş olan mahkemeye şunları söylemişti: İnsan ölürken kendine, ne uğruna ölüyorsun? diye sorduğunda, ansızın sarsıcı nitelikte kapkara, kocaman bir boşluk ortaya çıkıyor. Pişmanlık duymadan ölmek istiyorsa, uğrunda ölmeyi gerektirecek hiçbir şey yoktur…
Ve Lenin’in silah arkadaşı, partinin gözbebeği Buharin, 1938’de kendi adamları tarafından kurallar gereği kurşuna dizildi.
İnsan; kulağa ne kadar mağrur geliyor, demişti Maxim Gorki.
Buharin, hakkında az önce hüküm vermiş olan mahkemeye şunları söylemişti: İnsan ölürken kendine, ne uğruna ölüyorsun? diye sorduğunda, ansızın sarsıcı nitelikte kapkara, kocaman bir boşluk ortaya çıkıyor. Pişmanlık duymadan ölmek istiyorsa, uğrunda ölmeyi gerektirecek hiçbir şey yoktur…
Ve Lenin’in silah arkadaşı, partinin gözbebeği Buharin, 1938’de kendi adamları tarafından kurallar gereği kurşuna dizildi.
Hiçbir heyecan, olasılıklara karşı duyulan kadar büyük değildir. Gerçekte yaşananlara duyulandan da mı büyük? Çok daha büyük, diyor adam, çünkü yalnızca hayaller noksansız ve kusursuzdur.
Aşkla nefretin birbirine nasıl benzediğine bak.
Bu memlekette kemiklerin ve yakılan insanların küllerinin üzerine çok ince bir toprak tabaka serpildiğini biliyor kız; artık bir Alman’ın kafataslarının, gözlerin, ağızların, kemiklerin üzerinde yürümekten başka çaresi asla olamaz, ileriye doğru attığı her adım bu çukura çıkar, her yolu ister istemez bu çukurla kıyaslanmaktan kurtulamaz.