Günlükler 2 (1941-1955)

Amerika'da gerçekten iyi ekmek yok ve ben çok severek ekmek yerim, ekmekle tereyağından ibaret ana öğünümü geceleri yiyorum. Reyher'e göre Amerikalılar hâlâ göçebe ve göçebeler yemekten hiç anlamaz. Önce topraktan neler elde edilebileceğinin öğrenilmesi gerekiyor çünkü. Gerçek ekmeğe ihtiyaç duymayabilirler. Ekmek dilimlenmiş olarak satılmıyor, oysa ekmeğin giderken, yolda yürürken ya da durduklarında yemek üzere dilimlenmiş olması gerekiyor.

Sayfa 20 - İthaki YayınlarıKitabı okudu

S•

Cennet gibi olan batıya gidiyorlar. Akademik palmiyeler! Paralarıyla derginin basacağına dair bir garanti vermeden çalışmalarının tümünü teslim etmeleri koşuluyla bir düzine entelektüelin geçinebilmesini sağlıyorlar.

Sayfa 17 - İthaki YayınlarıKitabı okudu

Reklam

S•

İnsan, faşizm gibi bir şeyin, "bu yüzyılda hâlâ" nasıl var olabildiğine şaşmalı, (sanki bütün yüzyılların korkusu bu değilmiş gibi) ...

Sayfa 15 - İthaki YayınlarıKitabı okudu

S•

Burası* büyük şehir formundaki bir Tahiti; tam şu anda çimenleri olan küçük bir bahçeye bakıyorum. Kırmızı açmış çiçek demetleri, bir palmiye, beyaz bahçe sandalyeleri ve piyano çalan -radyoda değil- bir erkek sesi içli bir şeyler söylüyor. Doğa ellerinde, hattâ her şey çok yapay olduğundan doğa için çok güçlü duygular geliştirmişler, öyle ki doğayı yabancılaştırmışlar ... parlak ışıklarıyla ardı arkası kesilmeyen arabalar doğanın içinden akıp gidiyor. Ama anlaşılıyor ki, yeşil olan her şey çölün sulama aletleriyle güçlükle elde ediliyor. Biraz kazısan çöl hemen beliriyor: Su faturasını ödemezsen, hiçbir şey yeşermiyor. *Santa Monica, ABD'nin Kaliforniya Eyaletine bağlı Los Angeles İlçesinin Batı kıyısında yer alan bir şehirdir. İsmini

Sayfa 14 - İthaki YayınlarıKitabı okudu