" Kadınların en büyük düşmanı yine hemcinsleridir." diyerek bir girizgah yapalım.
Geçirdiği trafik kazası sonucu kısa süreli hafıza kaybı yaşayan Gamze isminde bir kızın hayatını 18 yıl cezaevinde geçirdikten sonra ailesinin yanına geçmesinin öyküsüdür eser. Zorunluluktan dolayı yazar gerçek hayatta olan olaylardan dolayı kahramanımızın ismini değiştirmiştir.
Gamze bir gazeteci olarak çalışmakta ve adeta yanından ayırmadığı arkadaşı Berna ile hayatını sürdürmektedir. Çocukluğa dayanan bu arkadaşlık Gamze'nin geçirdiği kaza sonrası yaşadıklarını hatırlamaması yani geçici hafıza kaybı ve karnındaki bebek ile daha trajik bir hal alır.
Ölümüne kıskandığı bu ilişki için akıl almaz bir kumpas kuran Berna bunun sonucunda Gamze ile Selim aşkına engel olabilecek midir? Bunun sonucunda bedelini Selim ve Berna mı ödeyecek? Selim'in en yakın arkadaşı Ahmet de bu üçgende ne konumda olacak ve ayrıca Gamze'nin meslektaşı Fırat ise Gamze'ye olan duyguları ile ne konumda kalacaktır ?
Çarpık adalet sistemi, unutulan kadın hakları, hayvan ve bitki hakları, kadın cinayetleri, aşk, ihtiras, kıskançlık konusunda yazar Arzu Eylem Turan yüksek ihtisas yapan bir anlatım ile beklentimi fazlası ile karşıladı.
Yalnız olumsuz eleştiri yazarın kendisine de ulaştım. Çok sayıda imla hatası, kelime hatası, eksik olan cümleler var idi. O da nazar boncuğumuz olsun.
10 üzerinden 8. Şöyle güzel bir kahve ile İstanbula tepeden bakan bir kafede 3 saatte okunacak klas bir roman. Yazarın diğer kitaplarını da bekliyorum.