Bir insan, içinde yaşadığı toplumun değerlerine, inanç sistemine, düşünce kalıplarına uzak duruyorsa kimliksizlik problemiyle karşılaşabilir. Toplumun değerlerine uymaya çalışırken diğer yandan da kişisel doğrularını baz alarak özel bir dünya kurar kendine. Şayet bu özel dünya olmazsa; kişi inisiyatifsiz kalır, kendini değersiz hisseder. Buradaki den- ge, insanın sorumluluklarını bilerek ve yerine getirerek ama toplum kurallarına da ters düşmeden yaşamayı başarmasında gizlidir. Aksi halde ezilmişlik duygusuna kapılmak mümkün dür. Tabii ahlaki kuralların belirleyiciliğinden bahsederken, hiçbir konuda kendi başına hareket edemeyen, tamamen bağımlı bireyleri tarif etmiyoruz. Her insanın bir özgürlük alanı olmalıdır, bu nedenle sosyal kuralların esneklik içermesi kaçınılmazdır. Çok katı kurallar tarafından ezilen bireyler, özgüven eksikliği yaşadıkları için yetenekleri gelişemez. Bu eziciliğin toplumsal yaşantıdaki tezahürü de girişimcilik ru- hunun azalmasıdır. Özgürlüğün, inisiyatifin ve toplumsal sorumluluğun sınırını en iyi belirleyen şey, o toplumun yaşam felsefesidir.