"Rabbim, nasıl kıştan sonra baharı verirsin. Benim de kışımı bahara döndür. Üşümemi Sana dönmeme, Senin rahmetinden ümit etme sıcaklığına çevir. İçim ısınsın ümidinle. Dünyam aydınlansın rahmetinle. Ben Senin rahmetinin ve katından göndereceğin hayrın fakiriyim. Üşümem o yüzden. Fakirliğimi zenginliğe çevir. Musibetimi rahmete kalb et. Sen ki kalpleri evirip çevirirsin. Kalbimi Sana çevir. Kalbimi ve aklımı nurunla ihya eyle, tenvir et, irşad et, hidayet et. Senden başka sığınacak, sığınıp ısınacak kimsesi olmayan kuluna merhamet et."
Şair Paul Verlaine'in sorusunu ilk basamakta sormalı değil miyiz?
İşte hayat! Aç gözünü gör,
Bak ne kadar sade.
Her günkü sade gürültüdür
Şehirden gelmekte.
Ey sen ki durmadan ağlarsın,
Döversin dizini; Gel söyle bakalım ne yaptın,
Nettin gençliğini?
Dikkat! Merdivendeyiz! Düşebiliriz!
Unutulmak istemiyorum. Yok olup gitmek istemiyorum. Kendisi de unutulmaya mahkûm olan insan hatırlayabilir mi beni? Kendisi de toprağa karılmaya nişanlı olan insan kurtarabilir mi beni unutulmaktan?
O ebedi dirinin öldüğünü kim söyledi?
O ümit şemsinin öldüğünü kim söyledi?
O şemsin düşmanı damın üstüne geldi de
iki gözünü yumdu şems öldü' dedi.
Mevlana
İsrailoğullarının buzağıya tapması, her çağda, her in sanda, her hâlükârda, farklı şekillerde sürüyor. Ya atalarını böyle bulma bahanesiyle ya öteden beri sürdürdükleri alışkanlıkların baskısıyla yeni bir başlangıç yapmaktan korkuyor insanlar. Kaçınıyor 'dönüş'lerden.
İşte güzel evlatçığım, senin ayine-i Samed olan kalbin de bu ayna gibi çizilmiş hoyrat ellerce, çirkin davranışlarla.
İnsanı yorar bunlar, ama unutma ki, her bir çizikle, hayatımızdaki her bir zorlukla, aczimizi anlarız.
Şiir ve ben:
"Dön diyorsun Nasıl yüz yüze geliriz, yüzsüzler şahıyım ben Hadd-i müntehadayım, bir kıyl ü kal içindeyim Hiçbir yerde tarifim yok sanki muhal içindeyim Büzüldükçe üzerime kurar çadırını korku
Söyle neyim? Yakup muyum
Yusuf muyum
Kuyu mu?"
Şiir ve ben:
"Dön diyorsun
Nasıl yüz yüze geliriz, yüzsüzler şahıyım ben Hadd-i müntehadayım, bir kıyl ü kal içindeyim Hiçbir yerde tarifim yok sanki muhal içindeyim Büzüldükçe üzerime kurar çadırını korku
Söyle neyim?
Yakup muyum
Yusuf muyum
Kuyu mu?"
Ne demeye geldiğimi lügatte arama.
Yalnızlıklan her dalga vuruşunda derinleşen
tayfaların yüreğinde ara anlamımı.
Sıcacık odalardan sızan tanıdık ışıkları gördükçe yarası tazelenen kaptanların buğulu gözlerinde ara tarifimi.
Huzmelerimle dokunur dokunmaz,
içinde bir yerde tutuşan yangında ara hatırımı.