Hadula, 19.yüzyılın sonlarında yazar Aleksandros Papadiamantis’in de doğup büyüdüğü Skiathos Adası’nda yaşayan Hadula’nın hikayesi üzerinden dönemin toplumunda kadın olmanın zorluklarını ve kadınların omuzlarına bindirilen yükleri ele alan bir novella. Evlenene kadar ailesi için çalışmak, çeyiz yapmak, evlendikten sonra kocası ve çocukları için çalışmak, hatta yaşlanınca da torunlarına bakmakla yükümlü kadınların açmazını, ürkütücü bir şekilde kendince çözmeye çalışan yaşlı bir kadın Hadula. Okuduğum en ilginç antikahramanlardan biriydi kesinlikle. Kitabın konusu, Papadiamantis’in çıkış noktası çok iyi, sonu da oldukça sarsıcı ve güzel bağlanmış fakat kurgunun daha iyi işlenebileceği kanaatindeyim. 1903’te gazetede tefrika halinde yayınlanmış eser, sanırım bundan da kaynaklı, kurgu yeterince derinleşmeden, azıcık tekrara da düşerek ilerliyor. Yine de özellikle yazıldığı dönem için devrim niteliğinde fikirler barındıran, okurken elimden bırakamayıp tek seferde bitirdiğim, sürükleyici ve güzel bir novella. Sevdim.