Gündüzsefası asagao ni
çalmış kuyu kovasını tsurube torarete
yalvardım su için morai mizu
Çiyo-ni/Fiili 'ele geçirmiş' olarak okursak, yalvarılanın gündüzsefasının kendisi olduğunu düşünebiliriz: kovanın ipini çalmış, eline alıp tuttuğuna göre, gündüzsefası kuyudan su çekebilir.Kitabı okudu
Olanaklı bir nükte, başında bu şapkayla kiraz ağaçlarının altına giren birisinin hiçbir şey seyredemeyeceği; ama şapkanın, üstündeki dolu dolu baharları seyredebileceği.Kitabı okudu
İNTİKAMI ERDEM DİYE ADA WO ON NİTE
YÜCELTMEK DENEN HOZURU TO YU
ŞEY ÜZERİNE KOTO WO
Esirgemez kokusunu taoraruru
dalını kırandan ya hito ni kaoru ya
erik çiçeği ume no hana
Çiyo-ni/Asataro Miyomori, bu 'açıklamalı' başlıklı haikuyu "didaktik" buluyor ve değersiz sayıldığını bildiriyor...(!)Kitabı okudu
Zen'i hiç bilmeyenler için, dağlar yalnızca dağ, ağaçlar yalnızca ağaç, insanlar yalnızca insandır. Kişi Zen'i anlamanın yarıyoluna gelince, bütün biçimlerin hiçliği belirir; dağlar artık dağ değil, ağaçlar artık ağaç değil, insanlar da artık insan değildir. Gene de, Zen'le ilgili tam bir anlayış kazanan kişi için, dağlar yeniden dağdan başka bir şey değil, ağaçlar yeniden ağaçtan başka bir şey değil, insanlar da yeniden insandan başka birşey değildir.