Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Han Hanedanı Tarihi - Hsiung-Nu (Hun) Monografisi

Ayşe Onat

En Eski Han Hanedanı Tarihi - Hsiung-Nu (Hun) Monografisi Sözleri ve Alıntıları

En Eski Han Hanedanı Tarihi - Hsiung-Nu (Hun) Monografisi sözleri ve alıntılarını, en eski Han Hanedanı Tarihi - Hsiung-Nu (Hun) Monografisi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hsiung-Nu (HUN) Monografisi
Erkek çocuklar koyuna binerek kuş ve farelere ok atar, biraz büyüyünce tilki ve tavşanları avlayıp [bunların] etini yerlerdi. Askerleri yay çekebilen güçlü, zırhlı süvarilerdi. Adetlerine göre, normal zamanlarda hayvancılıkla uğraşır, yabani hayvan avcılığı yaparlardı. Olağanüstü durumlarda ise, savaşmak için talimde bulunurlardı. Bu onların en doğal özelliği idi. Uzun menzilli silahları yay ve ok, yakın dövüş silahları ise kama ve mızraktı. Kazanacaklarını [anladıklarında] ilerler, kaybedeceklerini [sezdiklerinde] geri çekilirler. Hükümdarından halkına kadar herkes yetiştirdiği hayvanın etini yer, derisini giyer, postuna sarınırdı.
Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Mo-tu: Mete Han/ Ch'an-yü: Hun liderlerinin unvanı
Bu metin İngilizce dilinden otomatik olarak çevirilmiştir. Orjinali Göster
[T'ou-man] Ch'an-yü'nün Mo-tu adlı [bir] veliahtı vardı. Sonradan sevdiği [bir] Yen-chih'dan oğlu olmuş ve T'ou-man, Mo-tu'yu uzaklaştırıp [bu] küçük oğlunu başa geçirmek istemişti; bu sebeple Mo-tu'yu Yüeh-chih'lara rehin olarak göndermişti. Mo-tu rehin bulunduğu sırada T'ou-man, Yüeh-chih'lara
Reklam
Ch'an-yü, Luan-ti ailesinden gelmiş [ve] halkı onu "Ch'eng-li Ku-t'u Ch'an-yü" olarak tanımıştır. Hsiung-nu'lar "Göğe" "Ch'eng-li" derler, "oğul" karşılığında da "Ku-t'u'yu 117 kullanırlardı. Ch'an-yü [sözü] ise enginliği gösterir, [dolayısıyla] bu [unvan] "Gök gibi engin" olduğunu ifade ederdi.
Yılın ilk ayında bütün beyler Ch'an-yü'nün otağında küçük [bir] toplantı düzenleyerek dini tören yaparlardı. Beşinci ayda, Lung-ch'eng'daki büyük toplantıda atalarına, göğe, yere, ruhlara ve tanrılara kurban sunarlardı. Sonbaharda, atlar semirdiğinde büyük [bir] toplantı düzenleyerek ormanın çevresini dolaşırlar, insan ve hayvan sayımı yaparlardı.
Yasalarına göre kılıcı kınından [bir] ch'ih (~ 23,1 cm) kadar çeken öldürülür, hırsızlık yapanın mallarına el konurdu. Suçu küçük olanların [kemikleri] kırılır, büyük suç işleyenler [ise] ölümle cezalandırılırdı. Hapiste kalma süresi on günü [bile] bulmaz, ülkede mahkum [sayısı] birkaç kişiyi geçmezdi.
Ch'an-yü sabahları otağından çıkarak güneşin doğuşuna, geceleri de aya saygısını sunardı.
Reklam
Ölü gömülürken iç ve dış tabutlar kullanılmakta, [içlerine] altın, gümüş ve giysiler konmaktaydı. Ancak [mezarın üstüne] toprak yığıp tümsek yapmazlar, ağaç dikmezler ve cenaze giysileri giymezlerdi.
Savaşta, adam öldürenlere veya esir alanlara [bir] kap içki verilerek mükâfatlandırılır, ele geçirdikleri ganimetler kendilerine verilir, yakaladıkları kişiler köle yapılırdı. Bu sebeple savaşta, herkes kendi çıkarı için dövüşürdü. Düşman askerlerini üzerlerine çekip etraflarını sarmakta ustaydilar. Dolayısıyla, [düşmanı gördüklerinde] ganimet elde etmek için kuş sürüleri gibi üşüşürler, zor durumla karşılaşarak yenildiklerinde bulutlar gibi parçalanıp dağılırlardı. Savaşta öleni getiren, onun bütün mallarına sahip olurdu.
[İmparatoriçe] Kao-hou büyük [bir] öfke ile Başdanışman [Ch'en] P'ing'i, Fan K'uai, Chi Pu ve diğerlerini huzuruna çağırarak, elçinin boynunun vurulması ve [Hsiung-nu'lara karşı] saldırıya geçilmesi konusunda [onlara] fikirlerini sormuştu. Fan K'uai, "ben, 100.000 kişilik ordumla Hsiung-nu [ülkesini] bir baştan bir başa geçmeye talibim" demişti. Chi Pu'ya sorulduğunda [ise] Pu şöyle cevap vermişti: "K'uai'ın kafasının uçurulması gerekir! Daha önceleri Ch'en Hsi, Tai'da isyan ettiğinde Han ordusu 320.000 kişiydi. K'uai, Mareşal idi. O sırada Hsiung-nu'lar, P'ing-ch'eng'da [İmparator] Kao-ti'yi kuşattığında K'uai kuşatmayı kıramamıştı. Bütün ülkede; 'P'ing- ch'eng şehrinin [duvarları] dibinde gerçek [bir] acı var! Yedi günden beri yiyecek yok, [hiç kimse] yaylarını kullanamıyor.' şeklinde şarkılar söylendi. Bu şarkıların sesleri bugün [hala] kesilmemiştir. Yaralarımız yeni yeni iyileşmeye başlamıştır. Ancak, K'uai, 100.000 kişilik ordusu ile bir taraftan girip diğer taraftan çıkacağı şeklinde saçma sapan sözler söyleyerek ülkeyi sarsmak istiyor. Bu, açıkça [bir] aldatmacadır. Ayrıca İ ve Ti [kavimleri] tıpkı vahşi hayvan gibidir. Onların güzel sözleri ile sevinmeye; kötü sözleri ile öfkelenmeye değmez."
[Imparatoriçe] Kao-hou'nun Mete Han'a mektubu
"Ülkem korku ve endişe içindedir. Günler geçtikçe kendi kendime düşünüyorum. Yaşlandım, nefesim daralıyor, saçlarım ve dişlerim dökülüyor. Yürürken adımlarım düzensizleşti. Ch'an-yü! Yanlış duymuş olmalısınız, ancak kendinizi aşağılanmış hissetmeyiniz. Ülkemin [bir] suçu yoktur. [Bunu] böyle kabul ederek bizi affetmenizi rica ederim. Bendenizin sahip olduğu iki takım atla çekilen iki imparatorluk arabasını gün kullanabilmeniz için sunuyorum.”
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.