50 yıllarının başlangıcında, en büyük eğlencem neydi bilir misiniz? Türk edebiyatında 'yeni' diye tantana ile ortaya atılmış bazı önemli adların, Fransız edebiyatında esinlendikleri isimleri bulmak! Amma gırgırdı ha!.. O yıllarda 'yeni' Türk şiirinin birinciye gelen koruyucusu ve savunucusu kim, Ataç, CHP'nin 'resmi
Roman ya da şiir, yani kitap okumayı, "asıl" hayatın dışında sayan dostuma, nedenini anlatamazdım; anlatsam da, anlar mıydı, doğrusu kuşkuluyum. Oysa edebiyat hayatın içindedir, kendisidir; yekdiğerini iyi anlamak ya da yaşamak, ancak ikisini bir arada götürmekle mümkün: Paris'in tadını çıkarmasına ben de çıkardım ama, Carco'dan Colette'e, Zola'dan Proust'a, Creven'den, MacOrlan'a sürü sepet yazarın kitabını okumuş olmasaydım, acaba aynı tadı alabilir miydim? Hiç sanmıyorum.