Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hapishane Defterleri

Antonio Gramsci

Hapishane Defterleri Gönderileri

Hapishane Defterleri kitaplarını, Hapishane Defterleri sözleri ve alıntılarını, Hapishane Defterleri yazarlarını, Hapishane Defterleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Özgürlüğün egemen olduğu bir çağda düşünce, çelişkilerin ve mücadele zorunluluğunun zemini üzerinde doğamaz.”
Sayfa 86 - Dorlion YayınlarıKitabı okuyor
“Haklı olduğunu düşünmeden hareket edenler *tımarhanelik delillerdir.*”
Sayfa 55 - Dorlion YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
“İnsan feodal arazinin serfi olduğu ölçüde aristokrattır.”
Sayfa 39 - Dorlion YayınlarıKitabı okuyor
“Öyleyse insan bir süreçtir ve kesin olarak kendi davranışlarının (acts) sürecidir.”
Sayfa 34 - Dorlion YayınlarıKitabı okuyor
“Büyük bir kültür ancak yine büyük bir kültürün diliyle aktarılabilir; bu demektir ki, tarihsel gelişimi ile zenginleşmiş, karmaşıklaşmış bir ulusal dil, herhangi bir büyük kültürü aktarabilir ve böylece dünya çapında bir anlatım olur. Fakat bir lehçe bunu yapamaz.”
Sayfa 4 - Dorlion YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Birey, dünya görüşüyle daima belirli bir toplumsal kümeye, özellikle aynı düşünce ve eylem biçimini paylaşan kişilerden oluşan kümeye bağlıdır. İnsan, her zaman herkesin gittiği yolda düşünür ve gider, daima yığın adamı ya da toplum adamıdır.
Sayfa 3 - Dorlion Yayınları
İnsanın kendi dünya görüşünü eleştirmesi; bunu yamalı bohçalıktan çıkararak bütünleştirmesi, dünyadaki en ileri düşünün varmış olduğu doruğa yükseltilmesi demektir.
Sayfa 3 - Dorlion Yayınları
Yalnız bir lehçe ile konuşan ya da ulusal bir dili şöyle böyle anlayanlar zorunlu olarak dünya tarihine egemen olan büyük düşünce akımlarının karşısında az çok sınırlı, taşraya özgü, fosilleşmiş ve zamanın gerisinde bir dünya sezisinin adamıdırlar. İlgileri az çok bağlı oldukları meslek gruplarının ekonomik kazançlarıyla sınırlı bir nitelik taşır; evrensel değildir. İnsanın çeşitli kültür varlıklarını tanıması için birkaç yabancı dili öğrenmesi her zaman olanaklı olmaz, ama hiç olmazsa kendi ulusal dilini iyi öğrenmesi gerekir. Büyük bir kültür ancak yine büyük bir kültürün diliyle aktarılabilir; bu demektir ki, tarihsel gelişimi ile zenginleşmiş, karmaşıklaşmış bir ulusal dil, herhangi bir büyük kültürü aktarabilir ve böylece dünya çapında bir anlatım olur .Fakat bir lehçe bunu yapamaz.
İnsan, yukarda denildiği gibi değil de, kendi dünya görüşünü eleştirici bir tutumla, bilinçli olarak kendisi mi yoğurmalıdır? Yani, benimsediği görüşü ve kendi eylem alanını, beynini işleterek kendi seçmeli, dünya tarihinin gelişmesine etken olarak katılmalı, dışardan öz kişiliğine vurulan bir damgayı benimseme yerine kendi kendisinin kılavuzu mu olmalıdır?
Reklam
Bu, aynı zamanda, halk felsefesinde donup kalmış olduğu ölçüde bugüne kadar kotarılmış olan bütün felsefelerin de eleştirilmesi anlamına gelir. Eleştirici işleme girişmenin başlangıcı insanın gerçekte ne olduğunun bilincine ermesi, "kendini bil" ilkesinin benimsenmesidir. Bu ilke, bugüne kadar akıp gelmiş bulunan ve her birimizde tartışmasızca kabul ettiğimiz sayısız izler bırakmış olan bir tarihsel sürecin ürünü olarak düşünülmelidir. İlk adımda yapılması gereken şey, kalıntıların bilançosunu düzenlemektir.
1. Hiçbir toplumsal kuruluş, kendisinde gelişen üretici güçler daha sonraki bir harekette yerini bulmadıkça, yok olmaz; 2. Toplum, çözümlenmesi için zorunlu olan koşulları daha önceden doğmamış olan ödevleri yüklenemez, v.b. Bu ilkelerin bütün genişlikleriyle eleştirel bir görüşle işlenmesi ve bütün mekanizm ve fatalizm tortularından arınması gereği kendiliğinden anlaşılır.
Sayfa 267Kitabı okudu
Disiplinimiz komutanlarla basit askerler arasındaki kaynaşmaya dayanıyor ki, bu da izlediğimiz sistemden kendiliğinden doğar. Bu sistem, uzun süren çetin bir savaş zaferle sonuçlanıncaya kadar pek güzel dayandı; böylesine dikkate değer bir disiplin geleneğini bütün ulusa yaymış olması faşist rejimin meziyetidir. Stratejik anlayışın ve taktik operasyonların temel düşüncesi, her bireyin disiplinine dayanır. Savaş bize birçok dersler verdi, bu arada barış zamanı hazırlığıyla, savaş gerçekliği arasında derin bir uçurum olduğunu öğretti. Şu da bir gerçektir ki, hazırlık ne olursa olsun, iki tarafın arasında yeni sorunlarla karşılaşırlar ki, bu da onları ummadıkları durumlar karşısında bırakır. Bundan, daha önceden bir strateji anlayışına sahip olmanın yararsız olduğu ve son savaştan hiçbir ders alınmadığı sonucu çıkartılmamalıdır. Bundan bir savaş öğretisi elde edilebilir; bu da hem bir düşünce aracı hem de karşılıklı anlaşmayı sağlayacak bir dil birliğine varılabilir demektir. Şayet, öğreti birliği yozlaşarak şematizme kayma tehlikesi gösterirse hemen ve hızla buna tepki gösterilir; bu da, çok kere tekniğin ilerlemeleri sayesinde taktiğin yenileştirilmesiyle sağlanır. Böyle bir düzenleme sanıldığı gibi ne statiktir, ne de gelenekseldir. Gelenek sadece bir güç olarak dikkate alınır ve düzenlemeler sadece bir değişiklik isteğiyle değil, fakat bunları gerçeklikle uyumlu kılmak için yapılır.
Sayfa 252Kitabı okudu
Daha önceden gerekli ve yeterli koşullar yoksa ya da bu koşullar doğuş ve gelişme halinde değilse, bir toplum herhangi bir harekete girişemez; Bir toplum, ilişkilerinin özünde bulunan bütün yaşam şekillerini geliştirmemişse, ortadan kalkmaz ve yerine başka bir toplum gelmez.
Sayfa 231Kitabı okudu
Diplomat elle tutulur gözle görülür gerçekliğin dışına çıkamaz. Çünkü onun kendisine özgü olan işi yeni dengeler kurmak değil, belirli hukuksal çerçeveler içinde, zaten var olan bir dengeyi olduğu gibi tutmaktır.
Sayfa 228Kitabı okudu
260 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.