Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Harf İnkılabı ve Millet Mektepleri 1928-1935

Sinan Ateş

En Eski Harf İnkılabı ve Millet Mektepleri 1928-1935 Sözleri ve Alıntıları

En Eski Harf İnkılabı ve Millet Mektepleri 1928-1935 sözleri ve alıntılarını, en eski Harf İnkılabı ve Millet Mektepleri 1928-1935 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Atatürk’e minnet duyguları ifade edilerek şu ifadeler yazılmıştır:
“ ... Arap harflerine veda edip yeni harflerle intişara başlarken gözümüzün önünde bu saadetli bu şerefli neticeler şimdiden beliriyor. Cehaletin karanlık çehresini nurlu parmaklarıyla yırtan ve Türklüğe ebedi irfan yolunu gösteren büyük dahi halaskara bin minnet ve şükran. “
Sayfa 69 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Latin harflerinin dünyadaki gelişimi
Latin harfleri Eski Yunan alfabesinin kollarından biridir. Eski İtalya'dan Roma İmparatorluğu topraklarına girmiş ve resmi yazısı olmuştur. Sonra İspanya, Fransa ve Portekiz ülkelerine uzanmış ve sömürgecilikle birlikte denizaşırı topraklarda kullanılmıştır. Osmanlı topraklarına ise III. Selim zamanında gelmiştir. Daimi elçiliklerde görev yapanların yabancı dil öğrenmesiyle Osmanlı topraklarında Latin yazısı da kullanılmıştır.
Sayfa 17 - Dr. Sinan Ateş, Doç.Dr. Yücel Namal, Muhibbe Erdoğan, Ötüken Yayınları, İstanbul, 2019.
Reklam
Alfabe tartışmaları
Alfabe tartışmaları Osmanlı Devleti’nde Tanzimat’la birlikte başladı. Dilde sadelik ve edebiyatta yenilik düşüncesinin sahibi Şinasi'dir...Dilde sadeleşme noktasına en çok yaklaşan isim Ahmet Mithat Efendi olmuştur. En önemli edebiyat akımı Servet-i Fünuncular dilde sadelikten yana olsa da sade dilin edebi ustalığa engel olacağı düşüncesindedir. Servet-i Fünun'un bu anlayışına karşı çıkan çok sayıda kişiden biri olan Ahmet Mithat Servet-i Fünuncuları "Dekadanlar" yani geriye gidenler olarak suçlar.
Sayfa 18
Münif Paşa
Alfabe konusunda ilk sistemli düşünceyi kuran Münif Paşa 12 Mayıs 1862 tarihinde kurucu üyesi olduğu "Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye" de konferans vermiştir. Konferansta Arapça sesli harfler ve büyük harf kavramının olmadığını sesli harflerin yokluğundan birçok kelimenin farklı şekilde okunduğunu ifade etmiştir. Ayrıca özel isimler ayırt edilemediğinden bu alfabeyle matbu eser basımı zordur...Münif Paşa bu sıkıntılara çözüm için iki mesele üzerinde durmuştur:Birincisi Arap harflerinin harekeli olması okunması kolay, yazımı zorlaştırıyor. İkincisi "huruf-ı munfasıla" yani harflerin ayrık şekilde yazılmasıdır. Münif Paşa ikinci görüşte ısrarcıdır ama Latin harflerinin alınmasından yana değildir. s. 18-19.
Sayfa 18
II. Meşrutiyet'in ilanı sonrası gündeme harf ve imla konusu tekrar gelmiştir. Harf ve imlayı düzeltmek için resmi ve özel girişimler olmuştur. İlk özel girişim 12 Kanun- ı Evvel(Aralık) 1908 tarihinde kurulan Türk Derneği tarafından gerçekleştirildi...Dernek kısa sürede dağılmasına rağmen El-Kitabü Lügati't-Türkiyye ve Anton Tıngır'ın Sarf-ı Tahlil-i Lisâni Türkî adlı eserlerini ve yedi sayı çıkabilen Türk Derneği Dergisini yayınladı...İlk resmi girişim 1909'da Maarif Nezareti'de kurulan İmla Komisyonu tarafından yapıldı. s. 20-21.
Sayfa 20
II. Meşrutiyet'in ilanı sonrası gündeme harf ve imla konusu tekrar gelmiştir. Harf ve imlayı düzeltmek için resmi ve özel girişimler olmuştur. İlk özel girişim 12 Kanun- ı Evvel(Aralık) 1908 tarihinde kurulan Türk Derneği tarafından gerçekleştirildi...Dernek kısa sürede dağılmasına rağmen El-Kitabü Lügati't-Türkiyye ve Anton Tıngır'ın Sarf-ı Tahlil-i Lisâni Türkî adlı eserlerini ve yedi sayı çıkabilen Türk Derneği Dergisini yayınladı...İlk resmi girişim 1909'da Maarif Nezareti'de kurulan İmla Komisyonu tarafından yapıldı. Yarı resmi girişim ise Recaizade Mahmut Ekrem öncülüğünde kurulan 1911 tarihli Islah-ı Huruf Cemiyetince yapılır. Maarif Nazırı Şükrü Bey zamanında "Sarf, Lügat ve İmla Encümenleri" ve 1914'te "Islahat-ı İlmiye Encümeni" adı altında dört encümen daha kuruldu. s. 20-21.
Sayfa 20
Reklam
Yazının ıslahı hakkındaki görüşler
Yazının ıslahı konusundaki düşünceler iki gruba ayrılır: Birincisi Arapça ve Farsça olan kelimelerin yazımın kendi dillerindeTürkçe kelimelerde ise düzenleme yapmaktır. Bu görüşe göre Arapça'daki "hareke-i resmiye" Türkçe'ye uymadığı için "hareke-i harfiye" denilen sesli harfler kullanılmalı ayrıca Arapça-Farsça kelimeler olduğu gibi yazılmalıdır. İkincisi Türkçe, Arapça ve Farsça kelimelerin yazımını aynı kurala bağlamaktır. Bu grup Latin harfi taraftarı değildir ancak bazı işaretlerle ve sesli harfleri çoğaltarak yazı problemini çözme düşüncesindedir. Bir başka çarede harflerin ayrı şekilde yazılmasını öneren içerisinde Dr. Milaslı İsmail Hakkı, Prof. Dr. Necmeddin Arif, Cihangirli M. Şinasi, eğitimci İsmail Hakkı (Baltacıoğlu) gibi kişilerin bulunduğu huruf-ı munfasıla grubudur.
Sayfa 22
Arnavutların Latin harflerine geçme girişimi
II. Meşrutiyet'in getirdiği özgürlüklerden yararlanmak isteyen Arnavutların Latin harflerine geçme girişimi İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Manastır şubesinde bağımsızlık yolunda atılan ilkadım olarak aldılandı. Arnavutları bu adımlarından vazgeçirmek için din faktörü devreye getirilmiş bu durum Cemiyete güveni olmayan Arnavutlukların gerginliğine sebep olmuştur. Cemiyetin merkezi ise Manastır'daki şubelerini uyararak Arnavutların bu talebine engel olmamaları gerektiğini belirtir. 2 Eylül 1909 tarihinde Arnavut aydınların Elbasan'daki eğitim kongresi karşısına İttihat ve Terakki'nin Manastır şubesi Elbasan'da Latin alfabesi aleyhine kongre toplar. Sonunda şeyhülislam makamı olaya el atarak 5 Nisan 1910 tarihinde yayınlamış olduğu fetvasında Arnavutluktaki bütün müftülüklere Latin harflerinin kullanılmaması yönünde çağrıda bulundu...1911 Mart ayında Maarif Nezareti Arnavutlukta açılan bütün okulların Latin harfleri ile eğitime izin vermiştir. s. 25
Sayfa 25
Enver Paşa yazısı, ordu elifbası harflerin ayrı ve sessiz harf arasına sesli harf yerleştirilerek oluşturan alfabedir. Resmi genelgelerde bu yazı tercih edilmiştir.
Sayfa 26
Harf inkılabı hakkındaki görüşler çerçevesinde 1928 Mayıs ayında Dil Encümeni kurulmuştur...Encümenin karşılaştığı sorun hangi alfabenin alınması meselesidir. Osmanlıcada yabancı seslerin hakkını veren alfabe veya yalnızca Türkçe seslerden oluşan alfabe tartışmaları oldu. Bu tartışmaların ışığında iki görüş ortaya çıktı: Birincisi Arap sesleri aynı olmalı,ikinci görüşün sahibi ve tartışmada baskın gelen milliciler Türkçenin sadeleşmesi için harf inkılabı yapılması gerektiğini savunur. Bir diğer sorun "q" meselesidir. Arapçadaki k'nın ka kalın seslileri ke ince seslileri okuttuğundan q alfabeye alınmadı...Türkçe'de yeri olmayan j ve c harflerinin alınması bir diğer noktadır... Komisyon çalışmaları sırasında Kur'an-ı Kerim'i Türkçe yazılığu yazılmaması meselesi Kılıçzade Hakkı Bey'in önerisi ile sakınca olarak görülmemiştir. s. 30-31.
Dr. Sinan Ateş, Doç.Dr. Yücel Namal, Muhibbe Erdoğan, Ötüken Yayınları, İstanbul, 2019, s. 30-31.
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.