İmana, aşka, tefekküre, esere ve yepyeni hamlelere dayanamayan hiçbir hareket başarılı olamaz. Kendini gündeme getiremeyenler, başkalarının hazırladığı gündem içinde, boşuna nefes ve enerji tüketirler.
Kesin olarak iman etmişimdir ki, Müslüman Türk milleti ve onun devleti güçlü ise, İslâm dünyası da güçlüdür. Aksi bir durum varsa bütün Türk dünyası ile birlikte İslâm dünyası da sömürülmektedir.
İnanıyorum ki, hem Türk hem Müslüman olmak hem de muasır dünyaya öncülük etmek mümkündür. Ecdadımız bütün tarihleri boyunca bunu denediler ve başarılı oldular. O halde bizler niye bu tarihi misyonumuzu yerine getirmeyelim?
Ben İslâm, iman ve ahlâkına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, Türk milletini iki cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece İslâm'ı gaye edinen Türk milliyetçiliği şuuruna sahibim. Benim milliyetçilik anlayışımda asla ırkçılığa, bölgeciliğe ve dar kavmiyet şuuruna yer yoktur. İster azınlıktan gelsin, isterse çoğunluktan gelsin her türlü ırkçılığa karşıyım.
Hasbihal 1 kitabına başlıyorum. Başucu kitabı olacak nitelik ve donanımda bir eser. O yüzden sindire sindire gideceğim, her gün bir kaç sayfa. Bitirmiş olmak için okunulacak bir kitap değil, üzerine düşünmeye ve derinleşmeye ihtiyaç hissettiren, farklı kapılar açmayı gerektiren bir eser.
Müellifi
Seyyid Ahmet Arvasi o kadar donanımlı ve kıymetli biri ki her eseri kendi derinliğinin yanı sıra farklı okumaları da mecbur kılıyor.
Mutlaka okunması gereken diğer eserleri;
Eşya, müthiş bir hafızaya sahiptir. Elinizdeki kağıdı, şöyle bir buruşturun, sonra düzeltmeye kalkın. Hayrete şayan bir direnişle karşılaşacaksınız. Bütün çırpınışlarınıza rağmen, kağıt parçası, maıuz kaldığı bu muamelenin izlerini ısrarla korumaya çalışacaktır.
Öte yandan havadaki ses dalgaları, sözlerimizi tam bir sadakatle bir diğerine
Ateist, Marksist, Leninist, Maoist ve benzeri “ekselans”ların, şanlı Peygamberimize dil uzatmaları, onları yüceltmez, tersine alçaltır. Çünkü, herkes bilir ki, “büyükleri” ve “büyüklükleri” takdir edemeyenler “gerçek küçüklerdir.”