Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hastane Kokusu

Fatma Türk

En Eski Hastane Kokusu Gönderileri

En Eski Hastane Kokusu kitaplarını, en eski Hastane Kokusu sözleri ve alıntılarını, en eski Hastane Kokusu yazarlarını, en eski Hastane Kokusu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
ÖYKÜLERDEN SEÇTİKLERİM
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 164 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim. Bu
Oda 402/ 80000 Ruh, 80000 İnilti
“Bu deriye gelince, suni deri ama eminim hakiki olmasını tercih ederdiniz. Belki hayvanlar da eşyalarının insan derisinden olmasını isterdi. Onlara seçme hakkı vermeden bilemeyiz, öyle değil mi doktor?”
Sayfa 158Kitabı okudu
Reklam
Oda 402/ 80000 Ruh, 80000 İnilti
Nasıl olduysa içlerinden biri beni fark etti. Artık onlara görünüyordum. Rüyada duyulan o emniyet hissi bir anda siliniverdi, kaderimle baş başaydım. Gözleri araba farı gibi yanıp sönen köpek, adrenalinle dolmuştu ve bana doğru koşar adım geliyordu. Deli gibi tırmanıyordu tepeye. Diğerleri de hemen arkasındaydı. Giderek yaklaşıyorlardı. Leziz bir yemek gibi görünmüştüm belki de gözlerine ya da intikamlarını alabilecekleri şahane bir hedef tahtası! Bir ordu gibi geliyorlardı. Son anda şahlanan atlar gibi, hedefine kitlenmiş birer roket gibi. Beni parçalamak için, etimi lime lime koparıp yemek için ant içmişler gibi. Geliyorlardı. Evet, çok yakınlardı. Ve ben bir milim bile kımıldayamıyordum yerimden. Kaçıp gidemiyordum. Her şeyin sonu gelmişti artık. Bedeli ben ödeyecektim. Patilerin yerini yırtıcı pençeler almıştı. Salyaları iştahla akıyor, dişleri mızrak gibi parlıyordu. İşte gelmişlerdi, demek ölüm insana böyle gelirdi...
Sayfa 162 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Oda 466/Sığırcık Uykuda Gelir
"...yalnızca dışarıdaki değil, içerideki sesleri de işitiyordu. Bir süredir ilaçlarını almadığı için olmuştu bütün bunlar! Herkesin aklından geçenleri bir bir okuyor, iyi kötü bütün niyetleri, en çok da dile dökülmeyen habis sözleri sansürsüz işitiyordu. Oysa insanoğlu her şeyi görüp işitmemeliydi. Kendini bildi bileli düstur edindiği Bacon’un, “Bilgi güçtür,” sözüne ilk defa itiraz etmek istiyordu. Çünkü ona göre bilgi, ancak insan onu almaya hazır ve istekli olduğu zaman işe yarardı. Kesintiye uğramaksızın akan bilgi seli onun kovasına artık sığmıyor; ter, gözyaşı gibi birtakım bedensel salgılara bürünerek gözeneklerinden sızıyordu.
Sayfa 145 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Oda 466 / Sığırcık Uykuda Gelir
Ne zaman konuşacak olsalar “Koşuşturması bitmeyen bir hayat vermişler bana, ne yapayım,” derdi. Ancak bazen öyle bir şey olurdu ki fare tekerleğinde koşar gibi yerinde sayıp dururken beklenmedik bir çomağın sokulmasıyla tekerlek küt diye duruverirdi. İşte o zaman anlardı insan, elinde sandığı hiçbir şeyin elinde olmadığını, sınırsızca sunulan şeylerin hiçbir fayda getirmediğini ve dengenin gerçek önemini...
Sayfa 146 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Oda 444 / Doktor Kam
“Her hastanın elinde bir kürek vardır,” demişti. “Her biri senin hikâyenin üzerine bir kürek toprak atar, ta ki sen emekli olup gidene kadar. Ondan sonra işler tersine döner, senin eline de bir kürek verirler ve hikâyeni bulmanı isterler. Başlarsın kazmaya, doktor doktor gezersin, tohum altta kalmıştır oysa; ara ki bulasın. Ha buldum ha bulacağım derken bakmışsın ki toprağın altındasın; ama üzülme, hikâyen de seninle birlikte gelmiştir. Böyle bir döngüdür bu, yüzyıllardır değişmez.”
Sayfa 12 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Oda 400 / Zebercet Tahtı
Ey her gün yeniden doğan güneş, Bana ışığından verdin. Ben ki yılanların soyundan, Derimden çıkıp geldim. Merhem oldum çoğuna, İlmimden verdim, Sen ki bal kuyusunun dibinde Bana Lokman’ı verdin Ne çok sevdim ben onu Ne çok yücelttim En büyük darbeyi ben Lokman’dan yedim. Al bu bedenim senindir, adı da Meran. Ruhu yılanlara aittir, o bir Şahmeran.
Sayfa 28 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Zebercet Tahtı
"Hakikaten de siyah saçları ve gözleri, bembeyaz teniyle bütünleşince ortada hiçbir noksan kalmıyor, erişilmez bir portre gibi mükemmel görünüyordu. Örtü onu eksiksiz kılmıştı. Hastanede bıraktığım önlüğümü düşündüm o sırada ve diğer bütün insanların sığındığı sayısız örtüleri... Hepimiz yarım ve eksiktik, tamamlanmaya çalışan çok hücreli yaratıklardık. Bizi birbirimizden ayıran yaralarımızın farklı oluşuydu."
Sayfa 23 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Oda 406 / Üç Sırlı Anahtar
“Ders, sen öğreninceye kadar devam eder. Kendine bir sandık al, rüyalarını hatırla ve kalbindeki kıymığı çıkar!”
Sayfa 174 - Şule YayınlarıKitabı okudu
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.