..bir yandan mesleki görevini yerine getirip tıp alanında profesörlük unvanı alacak kadar ilerlerken, diğer yandan da siyonist vahşete karşı aktif mücadelede sürekli ön safta yer aldı.
"Hepimiz burada bir taşa yapışarak ölecek ya da vatanımıza döneceğiz. Başka bir şeyi kabul etmememiz gerekir.
...Çünkü haklarımızdan ödün vermek demek, şerefimizden ödün vermek demektir."
Yahudi bir gardiyan elimde Kur'an'ı gördü. Ben Kur'an sayfalarını karıştırıyordum. Gardiyan: "Doktor, sizin kitabınızda neler var?" diye sordu. Ben; "Çok şey var" diye cevap verdim. Gardiyan; "Biz Yahudilere nasıl davranacağınız konusunda ne diyor?" deyince; ben de "Siz bizim ülkemizde toplandıktan sonra bizim sizi keseceğimizi söylüyor." dedim. Gardiyan, "Bu ne zaman olacak?" diye sordu. "Kesin bilmiyorum; ama kırk yıl zarfında olabilir." dedim. O zaman sene 1990'dı. Başladı hesap yapmaya ve sonunda şöyle mırıldandı; "Hiç mühim değil. O zaman zaten ölü olacağım." Bu defa ben ona "Tevrat bu konuda ne diyor." diye sordum. Gardiyan; "O da aynı şeyi söylüyor." diye cevap verdi. Böylece bir noktada buluştuk. Ancak gardiyan şöyle bir istisna koydu: "Fesat yaparsak bu böyle olacak." Ben de; "Maşallah" dedim "sanki henüz fesat yapmamış gibisiniz."
Zaten Filistin halkının mevcut ekonomik yapısı pek zayıftı. Filistinli bir görevlinin maaşı aynı görevdeki bir Yahudi'nin ancak üçte biri kadar olabiliyordu. Siyonist düşman bütün bunlarla beraber Filistinlilere çok ağır vergiler de yüklüyordu.
Bu vergilerin başında gelir vergisi bulunuyordu. Aynı şekilde toplamı %18'e varan ek vergiler. Siyonist düşman 1981'de Filistinli doktorları da -ekonomik açıdan zayıflatmak için- ek vergileri uygulamasına kattı.
Sayfa 42 - Dua Yayıncılık - Dr. Abdülaziz RantisiKitabı okudu