En Yeni Hay Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Hay sözleri ve alıntılarını, en yeni Hay kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
(...) Evin eşyasızlaşması, kadınların çıplaklaşması gibiydi. Balık kendi denizine dalıyor, yıldızlar geceye doluyor, erkek kadının bacaklarının arasındaki ıslaklığa, kayboluşa, unutuşa gidiyordu. Dalgalar köpüklenerek sahilde tepiniyor, rüzgar denizin üstünde uçuyordu. Tekinsiz bir saatti. Yer, gök, canlılar uyuklar gibiydi. Hayat dalgındı. Mevsimler tembel. Her şey arının vızıltısını bekliyordu. (...)
Sayfa 48 - MetinlerarasıKitabı okudu
(...) Koskoca uzayı minicik mavi dünyanın canlı hayatlarıyla dolduruyorum. Bütün evren yeşilleniyor, coşkulu renklerle isiklaniyor. İmkansız uzaylı asklari uyduruyorum bazen.Kızların dikkatini çekiyorum. Sarıl bana, bak, hiçbir şey olmayacak. Bakire isen bakire, ergen isen ergen kalacaksın. Yenileneceksin, hep yepyeni. Zaman boyutu farklı çünkü. Yaşlandıkça, ilerledikçe, gencleseceksin. "Her varlık ancak kendi benzerini yaratabilir," diyen, zırh sandığı giysilerinin içinde bütün muktedirleri öldürmüş olan "Uzay Don Kisot'unuz" bütün yeldegirmenlerini çalıştırdı, hayat yeniden öğütüldü, bütün aşklar yeniden yazıldı. Savaşlardan evine çolak dönen Cervantes'i yeniden yarattı. Bak kızım, sayende parmaklarim, kesik, sol elim yeniden bir bebek eli gibi büyümeye başladı. Benim evim, gezegenim yok. Hep herkesin dışındayım. Seyisim, Sancho Panza'm beni her akşam Kocayol'daki Üçgen Kahve'de bekliyor. Ona çil çil renkli bilyeler götürüyorum. Lafın gelişi, bilye dediysem, gerçekte onlar gezegen. Bilyelere hapsettim gidip görüp gezdigim gezegenleri. Sancho Panzo artık, " Ne düştü ne kırıldı? " diye sormuyor. Akşama ben gelene kadar bilyelerimle oynuyor. Çak! Çak!Çak! " Sana da birkaç tane vereyim mi?" diye soruyorum çak çak kızlarin bacaklarını okşarken. Elim bacakların derinliğine inerken parmaklarımı etlerine sıkıştırıp yüzüme gözlerindeki yasak işaretiyle bakıyorlar. (...)
Sayfa 38 - MetinlerarasıKitabı okudu
Reklam
Sidikli Ayşe
(...) Komşularımdan emekli matematik öğretmeni Muammer Melek yanımıza geliyor, akıllı masanın elçisi sandalyeye oturuyor, elinde kağıt kalem. "Hayat, karanlıkta eğri büğrü yazılan mesajdır hocam," diye okuduğum kitapların birinden ezberimdeki cümleyi söylüyorum. Manasız bir dünyada manali olmaya özeniyorum. "Ne başarılı adam!" diyemediler, " Ne manalı adam!" desinler. Matematik öğretmeni de isinamamis, üşüyor, titriyor. Az önce iskambil oyununun sayılarını yazdığı kağıda bir nehir çiziyor, sol tarafa bir ev konduruyor, nehrin sağ tarafını boş birakiyor. Evden nehre titreyerek iki ayri titrek yol uzatıyor. Birine 9 dk 4 km, diğerine 6 dk 3 km yazıyor. Hikayemi sözlu anlatiyor. Bisikletli Ayşe'nin ücgen kafasini örgülü atkuyruğuyla, beyaz kelebek kurdelayla süslüyor. Sağ köşeye üç rakam yazıyor: 15, 7, 60. Sonuç: Saatte 28 km hız yapıyor. Sen benim hikayeme gülüyorsun. Alaycı, küçümseyicisin. Ayşe de gülüyor mu, göremiyorum. 28. km'de birileri ölmüş olmalı. Dışarıya sigara içmeye çıkıyor hoca. Sen ve ben birbirimize benziyoruz, birbirimize bakıyor, "Sidikli Ayşe" diyoruz. (...)
Sayfa 37 - MetinlerarasıKitabı okudu
* Hay'dan
(...) Gün boyu AVM'nin büyük bir mağazasında satış elemanı olarak çalışıyordum.Gün ışığı görmüyordum.Karanlikta yaşamaya yatkinlasmistim. Açık havadan, günün aydınlığından kaçıp, satın alınacak nesnelere sığınanlara, malın onları değiştirip onlardan daha uzun ömürlü olacak ruhundan konuşuyordum. Dünyayı tasarlamak zordu ama cüzdanlarını
Sayfa 36 - MetinlerarasıKitabı okudu
Verdonisi'den
(...) Paramı Burgonya şarabı içerek harcadım. Acılarım ruhanileşti, kederlerim sevince dönüşen umut taşıdı, affettiğim şeylerle ruhum arındı. Kendimle tatlı bir sohbete dalıyordum. Günbatımında hala hayatta olmaktı esas mutluluk. Bazen bordo şaraplarını şeçiyor, hafif müzik eşliğinde içimdeki manzaraları seyrediyordum. Gerçeğin doğasında bulunan saldırganlıktan kurtulmuştum. Hafiflemiş gibiydim. Vasatımla anlaşabileceğimi anlamıştım. Küçük yeteneklerimden keyif alabilirdim. Rakı sofrası davetlerini kabul etmiyor, ölüm gerçeğini şölen kültürüyle bastırıyordum. Toplumsal yozlaşma dışımda kalmıştı. Şarap sayesinde dünya bana, ben dünyaya sessiz sessiz gülümsüyorduk. (...)
Sayfa 19 - MetinlerarasıKitabı okudu
Hücre oda, açık mutfak, küçük bir tuvalet! Her türlü konfora sahipmiş, öyle dediler. Elimdeki pilli aletle televizyonu, radyoyu, telefonu, müzik dolabını, perdeyi, klimayı, lambaları kullanabilirmişim. Akıllı ev imiş! Ey buz mavisi duvar! Seninle konuşabilirim o halde!
Sayfa 113 - Metinlerarası Kitap 1. Baskı 2023 Tete Teyze öyküsünden.Kitabı okudu
Reklam
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.