Perdedeki/Aynadaki Şiddet Yönetmenin en gizli duygularına, anlam ve de-ğer dünyasının en kuytu köşelerine ışık tutan bir “ayna” olarak sinemanın gizleyebildikleri olabildiğince sınırlı. Buna karşın az sözle çok şey söyleyebilmesi en büyük meziyeti.
Bu sayımızda insanın tabiatına bitişik bir güdü-ye, şiddete, şiddetin sinemadaki görünümleri-ne odaklanmaya çalıştık. Dosya kapsamında fi-ziksel, psikolojik ve ideolojik yansımalarıyla yer yer gizli yer yer saldırgan bir biçimde perdeden sızan şiddete ve üzerimizdeki etkilerine dair kimi sorular sorduk. Sinema ve şiddet mevzuuna giriş niteliğindeki yazısıyla İhsan Kabil, şiddet ve sinema arasındaki kan bağına dikkat çeken çalışmasıyla Hasanali Yıldırım, Benjamin’den hareketle şiddet ve adalet gerilimini irdeleyen Celil Civan, şiddet, iktidar ve vicdan üçgeninde Haneke’nin buz kamerasına odaklanan Fuat Er dosya yazarlarımızdan bazıları.
Kolektif belleğimizin, coğrafyamıza hâkim me-tafizik ve kültürel iklimin sinemada ilk kez bü-yük bir ustalıkla imgeleştiği çalışması Bal’la Semih Kaplanoğlu söyleşi sayfalarımızın konu-ğu; sinema tarihçisi Giovanni Scognamillo ise “Neden Film Seyrediyoruz?” köşemizin.
“1 Yönetmen 3 Film” sayfalarımız dilsizliğe, vatansızlığa mahkûm edilişlerini sinemanın aç-tığı alanda sorgulayan Filistinli yönetmen Elia Süleyman’ı ağırlıyor. Metafizik tartışmasını Ah-met Uluçay sineması üzerinden sürdüren Cihat Arınç ise Perspektif sayfalarımızda yer alıyor.
Sinema gündemimizi yaza girerken sıcak tutabilmek ümidiyle…