Hedda Gabler; kalbinde ve zihninde kendisini her zaman entrika kurmaya zorlayan çeşitli ihtirasları barındıran ve sonra bu ihtirasların-entrikaların sonuçlarını (ölüm dahi olsa) soğukkanlılıkla karşılayabilen kanımca sadist bir kadındır. Olumsuz tutkularının esiri bu çekici kadın, oynadığı oyunlarla eşini, akrabalarını, arkadaşlarını ve çevresindeki insanları sürekli bir felaketin içerisine iter. Dürüstlük ilkesine göre hikayenin finali mutlu son olarak düşünülmesi gerekiyor fakat yine de insan, üzülmeden veya düşünmeden edemiyor.
Henrik Ibsen'in kendisiyle özdeşleşen dönemin burjuva yaşam tarzı eleştirilerinin bu oyunda da mevcut olduğu söylense de ben, bu eleştirilerin oyunun neresinde yapıldığını göremedim. Ama yine de sürükleyici ve bir hayli heyecanlı bir oyundur. Okuyunuz derim. Ülkemizde muhtelif zamanlarda muhtelif sahnelerde bu oyun, gösterime girmiş fakat günümüzde gösterimde mi bilemiyorum.
İyi okumalar...