En Eski Hegel Gönderileri
En Eski Hegel kitaplarını, en eski Hegel sözleri ve alıntılarını, en eski Hegel yazarlarını, en eski Hegel yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Gercek olan akılsaldır, akılsal olan gerçektir."
Sayfa 37 - Say YayinlariKitabı okudu
Hegel'e göre, "Tutku olmadan dünyada hiçbir büyük iş yapılmamıştır."
Sayfa 134 - Say YayinlariKitabı okudu
Devlet, evrensel ve nesnel özgürlükle, özel ve öznel tutkunun somut birliğidir. Devlet; özgürlükle tutkunun, genelle özelin, nesnelle öznelin birleşimini sağlar. Devlet'te genel özgürlük somutlaşır ve içerik kazanır. Öznel tutkunun özgürlüğü gelişigüzeldir, bir tür KAPRİSTİR. Evrensel tarihin gerçekleşen özgürlüğü, örgütlenmiş özgürlük ya da devletin kurduğu özgürlüktür.
Sayfa 136Kitabı okudu
Uygarlıkların Çöküşü
Her şeyden önce, yıkılışa oranla sürekliliğin daha üstün bir şey olduğu ön yargısını bir yana atmak gerekir; ölümsüz ulu dağlar, cabucak solup yapraklarını döken gülden hiç de daha üstün değildirler...
Sayfa 147 - Say YayinlariKitabı okudu
En vefakar dostumuz göIgemizdir biIirsiniz. Ama unutmayın ki; o da yoIdaşIık etmek için güneşIi havayı bekIer !
Çiçek, meyvenin ortaya çıkmasını sağlar ancak meyvenin ortaya çıkması için de çiçeğin ortadan kalkması lâzımdır.
Sayfa 39
Doğada bir nesne ancak başka bir nesne dolayısıyla vardır, kendiliğinden değildir.
Sayfa 52
1840'lardan sonraki hemen tüm büyük kuramsal sistemlere kaynaklık eden Hegel felsefesinin etkisi, başlıca, sistemin bir yadsıması olarak Kierkegaard'da, sisteme bir tepki ola- rak Nietzsche'de ve hem sisteme bir geçiş hem de sistemin bir değiştirilişi olarak Karl Marx'da görülür.
Sayfa 39 - Say yayınlarıKitabı okudu
Oysa deney ve tarih bize öğretiyor ki halklar ve hükümetler tarihten hiçbir zaman hiçbir ders almamışlardır ve hiçbir za- manda da bunlardan alınabilecek derslere göre davranmamışlardır.
Sayfa 140 - Say yayınlarıKitabı okudu
felsefenin işi, yalnızca hakikatin nasıl karşıtlığın çözüme ulaştırılmasından başka bir şey olmadığını göstermek suretiyle karşılaştığın özüne ilişkin düşünen bilgiyi ve onun bilincini vermektir, çünkü burada söz konusu olan şey; karşıtlığın ve onun terimlerinin varolmadığı değil fakat bunların uzlaşma içinde varolduklarıdır.
Sayfa 174 - Say yayınlarıKitabı okudu
Doğayı soyut bir biçimde öykünerek onunla yarışmaya kendini zorlamak, bu kopya etmek için kopya etme tutkusu, küçücük bir derinliğe mercimek atan ve hep isabet ettiren bir insanın gösterdiği el maharetine benzer. Büyük İskender'in, önünde becerisini gösteren böyle birine, bu kadar anlamdan yoksun, yararsız ve değersiz bir yeteneği olduğundan ötürü, ödül olarak bir teneke mercimek verdirttiği söylenir.
Sayfa 177 - Say yayınlarıKitabı okudu