Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hegel Felsefesine Giriş

Alexandre Kojeve

Öne Çıkan Hegel Felsefesine Giriş Gönderileri

Öne Çıkan Hegel Felsefesine Giriş kitaplarını, öne çıkan Hegel Felsefesine Giriş sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Hegel Felsefesine Giriş yazarlarını, öne çıkan Hegel Felsefesine Giriş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dindar insan kendisiyle birlik ve bütünlüğe ulaşamaz ve insansal var oluşun en yüce amacı ve en son haklı çıkarılması olan Befriedigung'u yani doyumu da hiçbir zaman elde edemez.
Hegel, tezsel” (Özdeşlik) Varlık ve Gerçek ile, “sentezsel” (Bütünsellik) Varlık ve Gerçek arasındaki farkı; bunlardan birincilerin dolayımsız olduklarını; oysa ikincilerin, onları “dolayımsız” olmaları bakımından olumsuzlayan “antitezsel” (Olumsuzluk) eylemle dolayımlandırılmış olduklarını söyleyerek açıklar. Ve dolayımsızlık ve Dolayım temel kategorilerinin, Hegel’in göz önünde tuttuğu gerçek Diyalektiğin tümünü özetlediği söylenebilir. Dolayımsız-antite, verilmiş-statik-varlıktır, zorunluktur, sabitlik-ve-sallantısızlıktır; her türlü gerçek eylemden ve kendininbilincinden yoksunluktur. Dolayımlanmış-antite, buna karşıt olarak, bir eserde gerçekleştirilmiş eylemdir, özgürlüktür, diyalektik harekettir ve kendinin ve kendi dünyasının söylemsel kavranmasıdır. s. 204-205
Reklam
“Anlayışgücünün işe karışmadığı durumda, “köpek” öz, sadece gerçek köpeklerde ve köpeklerle varoluşacaktır ve bu köpekler de, varoluşlarıyla, bu özü teke tek belirleyecektir. Ve bu açıdan, köpek ile “köpek” öz arasındaki bağıntının, bu durumda “doğal” ya da “dolayımsız” olduğu söylenebilir. Oysa, Anlayışgücünün mutlak gücü sayesinde, öz, anlam
Dünyanın ve öteki insanların değeri olumsuzlanınca, nasıl ve niçin yaşanabilir ki? Bundan ötürü, nihilisti ciddiye almak, intihar etmektir; eylemde bulunmaktan ve -sonunda- yaşamaktan tamıtamına kesilmektir.
İnsansal varlık, bir ertelenmiş ölümse, ya da verilmişin olumsuzlanmasıyla hiçliğin olumsuzlanmasıysa ya da bir yaratılmaysa, demek ki, bir verilmiş varlık değildir. Yani insansal varlık, kendi kendisini özgül olarak belirler ve doğal varlık gibi, bir verilmiş varlık olarak varoluşan dolayımsızlık değildir. Tam tersine, insan, bu doğal dolayımsızlığı olumsuzlayıcı eylemle diyalektik olarak ortadan kaldırdığı ölçüde insansal olarak varoluştur ancak.
Başlangıçta insan, zorunlu olarak ya Efendi ya Köledir. Ve Aristoteles'in dediği de budur. Hegel için, Efendilik de, Kölelik de, verilmiş ya da doğuştan nitelikler değildir. İnsan, en azından başlangıçta, köle ya da özgür olarak doğmaz, ama özgür ya da iradî Eylemle, kendini köle ya da efendi olarak yaratır. Efendi, bilinip-tanınmazsa ölmeye hazır olarak Mücadelede işin sonuna kadar gitmiş kişidir; Köle ise, ölümden korkmuş ve Efendiyi bilip-tanıyarak, ama onun tarafından bilinip-tanınmadan iradî olarak boyun eğmiştir.
Sayfa 234Kitabı okudu
Reklam
İnsan, kendisine ilişkin bilinci, -ilk olarak- "Ben" dediği an edinir.
Hayvan sadece yaşar; ama yaşayan (canlı) İnsan eylemde bulunur ve ancak somut etkinliğiyle insanlığını “gösterir” ve gerçekten insansal bir varlık olarak “ortaya çıkar”. Hiç kuşkusuz İnsan da verilmiş-Varlıktır ve Doğadır; İnsan da, hayvanların ve şeylerin varoluştuğu gibi “kendinde” varoluşmaktadır (vardır). Ama İnsan, sadece, Eylemde ve Eylemle özgül olarak insansaldır ve insansal olarak varoluşur ve ortaya çıkar: yani, Kendiiçinvarlık olarak ya da kendinin bilincinde olarak ve kendinden ve kendi-olmayandan söz eden varlık olarak insansal ve özgül bir varlıktır. İnsansal varlık kendiiçindir, yani özgür bir eylemdir. Ve eylemde bulunarak, Olumsuzluğu ya da verilmiş doğal Varlıktan Farklılığını ortaya koyar. s. 219
İmdi, doğal ve verilmiş-statik-Varlık olarak kavranan Tözde, ontolojik temel olarak, (kendisiyle) Özdeşlik varsa, bu Varlığı ve kendisini açığa-vuran Söylemin Öznesinin, yani İnsanın en derin temeli de Olumsuzluktur. İmdi, varlığın ta kendisinde, Olumsuzluğun egemenliği altında olan İnsan, verilmiş-statik-Varlık değildir, ama Eylemdir ya da kendisini ortaya-koyma ya da kendisini yaratma edimidir. Ve İnsan ancak, sonucu, kendisine çıkış noktası sağlayan verilmiş-Varlığın olumsuzlanmasıyla “dolayımlanan” bir “diyalektik Hareket” olmaklığı dolayısıyla, nesnel-olarak-gerçektir. Bu Varlığı, Doğaya karşıt İnsanı yaratarak, Nesne ve Özne olarak ikiye bölen de, Varlıkta, Varlığın Özdeşliğine ortak olan (katılan .sh.) Olumsuzluktur. Ama, açığa-vurduğu Varlıkla Söylemin “çakışmasını” sağlayan hakikî bilgiyle ve bilgide, Özneyi ve Nesneyi yeniden bir araya getiren de, Doğanın bağrında insansal varoluş olarak gerçekleşmiş olan bu aynı Olumsuzluktur. Demek ki, asıl-Hakikat ya da açığa-vurulmuş-Varlık; Parmenides’in ve rakiplerinin sandığı gibi, varlık ile düşüncenin, ilk ve temel ve de “dolayımsız” ya da verilmiş ve doğal özdeşliği değildir; ama, İnsanı, sözünü ettiği ve eylemiyle “olumsuzladığı” Doğaya karşıt duruma getirmekle başlatan uzun süreli ve etkin bir sürecin sonucudur. s. 105
İnsan sonlu ya da ölümlü olmasaydı kendisini olumsuzlayamazdı ya da aşamazdı.
272 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.