Her Dağın Gölgesi Deniz'e Düşer

Evrim Alataş

En Eski Her Dağın Gölgesi Deniz'e Düşer Sözleri ve Alıntıları

En Eski Her Dağın Gölgesi Deniz'e Düşer sözleri ve alıntılarını, en eski Her Dağın Gölgesi Deniz'e Düşer kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu senenin adını hüzün senesi koyuyorum izninizle. Ne­denine gelince ... En önemlisi, bizim üstünden geçerek kar­şı köye okula gittiğimiz köprü de dahil, koca bir alana ba­raj gelecekti. Hatırlarsınız, Deniz'le Teslim amcamın üze­ rinde durup da taş sektirdiği köprünün bulunduğu bu ba­raj alanı büyük bir vadiydi. Herkesin en büyük kayısı bahçe­si oradaydı. Balık avladığımız koylar, yılan peşine düştüğümüz kumluklar, dallanna dadandığımız ağaçlar, her şey su altında kalacaktı.
Öğretmen Okulu'na yarım dönem için geçmiştim ama adap­tasyon sorunu yaşamaktan öte keşiflerdeydim. Bu zorunlu geçiş beni heyecanlandırmıştı. Okulda yatılı kalan, aile­lerinden uzak, birbirine sığınmış ya da birbirine karşı biley­lenmişler, çete halinde dolaşanlar, kenarlarda silik silik za­man say ıp, bir an önce köylerine dönmeyi bekleyenler, kız­lara cesurca takılanlar ... Kollarının altındaki kitapları da­ha bir görünsün diye en üste koyup siyasiyim mesajı veren­ler, kendisini bekleyen ailesi hakkında ayaküstü yalanlar atanlar, yoksul olup zengin görünenler. . . Yani bir istasyon­ da buluşmuş yüzlerce yabancı yolcunun, bu kısa ve zorun­lu birliktelik esnasında pek de sırlar vermeden, ama yolcu­luğun konforunu ve güvenliğini bozmamaya gayret ederek kompartımanlardaki yerlerini almaları gibi bir şeydi Öğret­men Okulu ... Herkesin tavuğuyla, keçisiyle, sepetiyle bindi­ği köy dolmuşuna benzemiyordu. Ki geldiğim okul öyley­di. Sırlara çok da yer yoktu. Çevre köylerden gelen öğren­cilerin ana babasını, kaç dönüm tarlası olduğunu bilirdin. Bu bilgi, hiç kimseye farklı davranma, farklı olma şansı ver­mezdi. Hele de köylülüğün acımasızlığıyla yan yana gelin­ ce ... Babalarının lakaplarını bildiğimiz çocuklar neyin gize­mine dursundu?
Reklam
Dedim ya, o sene çok hareketli, çok karmaşık bir seneydi. Ben böyle yeni okulumu keşfederken, bizim büyük evdeki­ ler de lstanbul'a taşınmaya karar verdiler. Sanki baraj yerini düzeltmek üzere köyün altına yayılan kepçeler, bugüne ka­dar yaşanan her şeyi düzeltmek, değiştirmek, herkese yeni ve başka yollar açmak için gelmişlerdi. Ağaçlar köklerinden söküldükçe aileler dağılacak, toprak düzeldikçe anılar sili­necek ve o boz renk gelip, bir daha kalkmamak üzere köyün tepesine çökecekti.
llkokul arkadaşlarım, ortao­kul arkadaşlarım ... Hayat bunlara ne veriyor, bunlar hayat­tan ne bekliyor diye düşünüyordum. Kalsam, ben de onlar gibi olacağım diyordum. Çalış çalış çalış ... Ayakkabın eski­sin yenisini al, çatın aksın onar, evlen, iki tane sümüklü ço­cuğun olsun, toprak yesinler! . . Baba ol! Baba ...
Ruhumu azat ediyorum izninizle. Uçup gitsin tanrılar tahtına. Bir bir an­latsın ... Günah nerede başlar, ceza nerede biter...
Ruhumu azat ediyorum izninizle. Uçup gitsin tanrılar tahtına. Bir bir an­latsın ... Günah nerede başlar, ceza nerede biter...
416 öğeden 421 ile 416 arasındakiler gösteriliyor.