“(...) Bulunmuyordu korkudan, cezadan bir iz,
okunmuyordu tunç üzerine kazılmış kokutan sözler de.
(...) yokmuş kılıçlar, tulgalar
dayanmaksızın ordulara, güvenlik içinde
gönlünce yaşıyordu uluslar.
Güçlğk çıkarmadan, el sürülmeden,
yarılıp eşilmeden sapan demiriyle
toprak veriyorsu bütün ürünlerini
kendiliğinden.
(...) Önsüz, sonsuz birbahardı...”