En Eski Hidayet Rehberi Gönderileri
En Eski Hidayet Rehberi kitaplarını, en eski Hidayet Rehberi sözleri ve alıntılarını, en eski Hidayet Rehberi yazarlarını, en eski Hidayet Rehberi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sırf muhalefet etmek aklı zayıf olanların adetidir. Aklı zayıf olanlar gerçeği adamlara göre bilirler. Adamları gerçeğe göre bilmezler.
"Gerçeği adana göre bilmeye kalkma.sen gerçeği öğren o takdirde ehlini bilirsin."|imam Ali
Sayfa 40
Filozofların küfürlerini gerektiren üç mesele vardır. Bu üç meselede onlar Müslümanlardan farklı düşünmüşlerdir. Hatalı üç mesele şunlardır:
1. Bedenler haşredilmeyecek. Mükafât ve cezâ sadece ruhlara verilecektir. Mükafâtlar ve cezâlar bedenî değil rûhîdir.
Ruhsallığı kabul etme konusunda isabet etmişlerdir. Ruhsallık vardır. Ancak bedenselliği inkâr etmekle yalan söylemişlerdir.
2. Küfrü gerektiren söylemlerden biri de şudur: Allah Teâlâ "tümel"leri (külliyyâtı) bilir, "tikel"leri (cüziyyâtı) bilmez. Bu açık bir küfürdür. Doğru olan şudur: "Ne göklerde ne de yeryüzünde zerre kadar hiçbir şey ondan gizli kalmaz." (Sebe, 34/3)
3. Onlara göre kainat ezelden beri vardır, ebede kadar da var olacaktır. (Eğer ahiret kast edilmiyorsa) bu dahî küfrü gerektirmektedir.
• İlâhî ilimlere dâir bu üç mesele dışındaki bazı meselelerde Filozofların görüşleri bidattır ama tekfir gerektirmez.
İmâm-ı Gazâlî, el-Münkiz
Sayfa 37
Aklın yolu birdir. Yani farklı kişiler birbirinden müstakil (bağımsız) olarak aynı fikirleri geliştirmiş olabilirler.
İmâm-ı Gazâlî, el-Münkiz
Sayfa 41
İnsanlar, hakkında iyi düşünceler besledikleri bir kişiye, bâtıl olsa bile her ne söz ve düşünce nispet edersen et, onu hemen kabul ederler. Oysa hakkında iyi düşünmedikleri bir kişiye isnat edersen, bilgi gerçek bile olsa, onu reddederler. Gerçeği mutlaka adamına göre bilirler. Adamları gerçeğe göre bilmezler. Bu son derece cehalettir.
İmâm-ı Gazâlî, el-Münkiz
Sayfa 42
Hakikat Şuuru
“Hakîkati adama göre bilmeye kalkma; sen hakîkati öğren, o takdirde ehlini bilirsin.” (Hazret-i Ali radiyallâhü anh)
• Buna göre akıllı kişi hakîkati öğrenir. (Hakîkat şuuruna sahip olur.) Sonra söylenen sözlere bakar. Eğer hakîkat ise kabul eder; söyleyeni ister hak ehli olsun, ister bâtıl ehli olsun. Hatta bazen hakîkatleri sapkınların sözlerinin zayıflıklarından bile elde etmeye çalışır. Çünkü akıllı kişi altının topraktan çıktığını bilerek hareket eder. Sarraf kendi basîretine güvendiği sürece elini kalpazanın kesesine koyup gerçek altını sahtelerin arasından çekip alabilir. Bundan hiç kimse zarar görmez. Sanatının ehli olan sarraf kalpazanla yaptığı alışverişten zarar görmez, ancak sıradan insanlar kalpazanla iş yaparlarsa aldanırlar ve zarar görürler. Yüzme bilmeyen beceriksiz kişinin denize girmesi sakıncalıdır, usta yüzücüler ise rahatlıkla denize girebilir. Küçük çocuğun yılana yaklaşması tehlikelidir, oysa yılan yakalamada usta olanlar için bir tehlike söz konusu değildir.
İmâm-ı Gazâli, el-Münkiz
Sayfa 40
“Nihâyet anladım ki, bir görüşün hakîkatini tam anlamadan ve özüne vâkıf olmadan onu reddetmek, karanlığa taş atmak gibidir.”
İmâm-ı Gazâli, el-Münkiz
Şunu iyi bilmek lazım ki, filozoflarda bulunan ahlâkî ilimler önceki peygamberlerden ve sûfîlerden onlara geçmiştir. O yüzden onların her söylediğini inkâr etmek akıl işi değildir.
Bâtıl, bidat ve küfür olan sözleri dışındaki sözlerini kullanmakta bir sakınca yoktur.
İmâm-ı Gazâlî, el-Münkiz