KADlN Hayır. (Biraz sonra) Herhalde birbirimizi bir daha görmeden öleceğiz.
ERKEK Evet, herhalde. (Biraz sonra) Ola ki, bir gün, bir savaş ... Biraz sonra.
KADlN (Acı bir alaycılıkla) Evet, bir savaş ...
Seninle karşılaşıyorum.
Hatırlıyorum seni.
Aşkın boyutlarına göre kurulmuş bu kent.
Sen boyuma göre yaratılmışsın benim.
Kimsin sen?
Öldürüyorsun beni.
Susamıştım. Aldatmaya, yalan söylemeye susamıştım.
Ta başından beri.
Bir gün karşıma çıkmanı bekliyordum hep. Sessizce, sonsuz bir sabırsızlıkla bekliyordum seni.
Yut beni.
Öylesine kendine dönüştür ki beni, senden sonra kimse anlayamasın bunca isteğin nedenini.
Yalnız kalacağız, sevgilim.
Sonu hiç gelmeyecek gecenin.
Gün hiç kimsenin üzerine doğmayacak bir daha.
Hiç. Hiçbir zaman. Artık.
Öldürüyorsun beni.
Öyle iyisin ki, bana .
İçimiz rahat, iyilikle dolu ağlayacağız, giden günün ardından.
Yapacak hiç, hiçbir şeyimiz olmayacak giden güne ağlamaktan başka.
Günler geçecek. Yalnız günler.
Sonra bir gün gelecek. Bir gün gelecek.
Bizi bağlayan şeyin ne olduğunu bilemeyeceğiz.
Yavaş yavaş silinecek anılanmızdan bu bağın adı.
Sonra iyice kaybolacak gözden.
Bir yıl sürdü saçımın uzaması. Düşünüyorum da, saçlarımı kesenler saçların bu kadar zamanda uzarlığını bilselerdi, bu işi yapmadan bir kez daha düşünürlerdi diyorum. İnsanlar hayal gücünden yoksun oldukları için kirlenmişti adım.
Severken, her kadının gözleri güzeldir, kuşkusuz. Ama aşk öbür kadınlarda olduğundan daha büyük bir iç dağınıklık (bile bile seçilmiş bir Stendhal deyimiyle) yaratır bu kadında. Çünkü öbür kadınlardan daha çok "aşka aşıktır".
Hiroşima'da dört kez müzede. Dolaşan insanları gördüm. Dalgın,dolaşan insanları, fotoğraflar,birleştirilen kalıntılar arasında, başka bir şey olmadığı için, fotoğraflar, fotoğraflar, birleştirilmiş kalıntılar arasında, başka bir şey olmadığı için, bilgi veren yazılar arasında, başka bir şey olmadığı için. Dört kez müzede, Hiroşima'da. Insanlara baktım. Dikkatle demire baktım. Yanık demire. Kırık, et ve kemikmiş gibi yara alabilen demire. Demet bicimi almis sise kapaklarına; kimin aklına gelirdi? Çiçeği burnunda acısıyla diriliğini yitirmeden yüzen insan derisine. Taşlara. Yanık taşlara. Parçalanmış taşlara. Bir sabah uyanıp da saçlarının döküldüğünü gören,kimlikleri seçilemeyen hiroşimalı kadınların başlarına.
Kime karşı ayaklanıyor bu kpca koca kentler? İstesinler istemesinler, birtakım insanların kural olarak öbür insanlar üzerinde kurdukları eşitsizliğe karşı, birtakım ırkların kural olarak öbür ırklar üzerinde kurdukları eşitsizliğe karşı, birtakım sınıfların kural olarak öbür sı-nıflar üzerinde kurdukları eşitsizliğe karşı. .