Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Histerik Bilinç

Saffet Murat Tura

Histerik Bilinç Sözleri ve Alıntıları

Histerik Bilinç sözleri ve alıntılarını, Histerik Bilinç kitap alıntılarını, Histerik Bilinç en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Albert Camus Sisiphos Efsanesi'nde "herkes kendi yükünü yeniden bulur" diyor. Ne kadar haklı. İlk gençlik yıllarımda bilinç problemiyle hiç karşılaşmamış olsaydım, belki daha mutlu bir yaşamım olurdu, diye düşünüyorum bazen. Nedir bu problemi bu kadar sancılı, bu kadar sakıncalı yapan? Sancılı; çünkü bilinç bir sınır ihlalidir.
Tanımak hatırlamaktır.
"Limon. Bu kelimeyi birkaç kez okuyun lütfen. Limonu düşünürken ağzınızın sulandığını, tükürük bezlerinizin fazlaca ifrazat yaptığını hissediyor musunuz? Belki limonun tadını bir iç yaşantı olarak hatırlamakta zorluk çekiyorsunuz, ağzınıza aklınıza gelmiyor tadı. Ama limonu fiilen tatmamanıza rağmen, sadece adını okuyarak bedeniniz limona uygun bir tepki verdi. Çünkü tanımak hatırlamaktır."
Reklam
Matrix
"Gördüğünüz her şey kendi beyniniz, daha doğrusu beyniniz kendini görüyor yalnızca ama beyniniz kendinde geçen nöral süreçleri görürken dış dünyayı gördüğünü sanıyor."
''Freud'un beynin bilinçsiz süreçlerinden söz ettiğinde uyandırdığı şaşkınlığın nedeni, filozofların Nietzsche'ye gelene kadar yüzyıllar boyunca Descartes'ın etkisinde kalarak bilinçle zihni özdeşleştirmiş olması, bu kanaatin yaygın kabul görmesiydi yalnızca.''
ALBERT CAMUS Sisiphos Efsanesi'nde. "herkes kendi yükünü yeniden bulur" diyor. Ne kadar haklı. İIkgençlik yıllarımda bilinç problemiyle hiç karşılaşmamış olsaydım, belki daha mutlu bir yaşamım olurdu, diye düşünüyorum bazen. Nedir bu problemi bu kadar san-cılı, bu kadar sakıncalı yapan? Sancılı; çünkü bilinç bir sınır ihlalidir.
Singulat Korteks ve Sansür
İç beyin bölgelerinin özellikle singulat ve orbitofrontal korteks adı verilen bölümü bazı önemli özellikler gösterir. Bölge anatomik olarak beynin geometrik merkezine yakındır, dolayısıyla da bütün beyin bölgeleriyle yoğun enformasyon alışverişi içindedir. Aynca filogenez (türün evrimi) açısından ne en eski ne de en yeni oluşumlardan biridir. Bu nedenle hem duygusal-bedensel-motivasyonel beyin yapılarının hem de çevresel-bilişsel beyin yapılarının özelliklerini gösterir. Duygu motivasyon sistemlerinden aldığı enformasyonlara göre dikkatin hangi bilişsel işleve çevrileceğinde, hangi bilişsel işlevin geri plana çekileceğinde, hangi anıların hatırlanacağında önemli rol oynar singulat korteks. Bir başka deyişle bir trafik polisi veya santral gibi işlev görerek hangi nöral sürecin söndürülerek bilinçdışı tutulacağının, hangi sürecin fenomenal bilinç alanına çıkacak şekilde işleme tabi tutulacağının belirlenmesinde önemli işlev görüyor olması kuvvetle muhtemeldir. Çeşitli araştırmacılar tarafından "iç gözlemci" olarak nitelenen bu bölge "beynin beyni" gibi çalışır. Freudcu sansür işlevinin bu bölge tarafından ifa edildiği bile düşünülebilir. Burada santral benzetmesini akılda tutmak lazım; muhtemelen singulat korteks belli bir nöral süreci fenomenal bilinç alanına çıkacak şekilde aktive etmek için değişik beyin bölgeleri arasındaki bağlantıyı güçlendirmek veya daha sonra göreceğimiz gibi bu bölgeler arasındaki aktiviteyi senkronize etmek gibi bir etkinlik göstermektedir. Eğer beyinde Freud'un sansür işlevine denk düşen anatomik bir bölge varsa burası singulat korteks olmalı.
Sayfa 144 - MetisKitabı okudu
Reklam
Freud'un plastik, yani çevre koşullarına göre her türlü şekli alabilir dürtüleriyle, evrimsel açıdan kertenkele veya kuş düzeyinde bir canlının içgüdüsel davranışları arasında sonsuz düzeyde ara durum tanımlamak mümkündür. Bu nedenle insan temel motivasyonlarına ne tam olarak dürtü ne de tam olarak içgüdü denebilir. Yüzyıllık psikiyatrik gelişim, psikopatolojide çevre ve ilk yaşam tecrübelerinin Freud'un kuramında olduğundan daha az etkili olduğunu, buna karşılık kalıtsal faktörlerin daha çok etkili olduğunu gösteriyor. Öyleyse temel insan motivasyonlarına melez bir kelimeyle "iç-güdüsel dürtü" demek daha doğru olabilir. Nitekim aralarında Kernberg'in de bulunduğu ve nesne ilişkileri okulundan bazı psikanalistler zaman zaman bu terimi tercih ederler.
Sayfa 123Kitabı okudu
Freud insan cinselliğinin sunduğu çeşitliliği ifade edebilmek için cinsel dürtülerin yöneldiği nesnelerin doğuştan içgüdüsel olarak belirlenmediğini, yani nesne ilgilerinin doğuştan olmadığını, daha sonra yaşanan deneyimler çerçevesinde haz-acı deneyimlerine göre şekillendiğini savunur. Çevre koşullarının ön plana çıkarılması belli bir doğruluk payı taşımakla birlikte aşırı vurgulanmıştır. Bu teorik tutumsa genel olarak doğuştan gelen kalıtsal faktörlerin azımsanması, buna karşılık yaşanan ilk deneyimlerin önemsenmesi anlamına gelecektir psikanaliz kuramında.
Sayfa 122Kitabı okudu
İnsan temel motivasyonlarına ne tam olarak dürtü ne de tam olarak içgüdü denebilir.
Bizler zaman zaman çatışmalı içgüdüsel motivasyonların etkisinde kalırız; zaman zaman da bir yolunu bulup kendi gerçeğimizden kaçmaya çalışırız; doğalımız bu.
Reklam
Yalın ve tek bir açıklama ister bilim; ayrı ayrı, ilişkisiz bilme alanları değil.
1895 tarihli "proje"sinde Freud psikolojiyi nörolojik bir disiplin olarak yerleştirmeye çalışarak çağdaş nöro-psikolojinin de öncüsü oldu. Zaten köklü bir biyoloji bilgisi olmayan hiç kimsenin kuramayacağı bir kuramdır psikanaliz. Mesela Melanie Klein'ın tezleri çok doğru bazı tespitleri gündeme getirmekle birlikte aynı biyolojik ilkelerle tutarlılığı koruma çabasından yoksun olduğu için fazlaca spekülatiftir. Keza Jung'un teorisi de bütün zenginliğine rağmen Freud'un tezlerinin bilimsel kalitesine ulaşamamıştır. Bunun bir tek nedeni vardır: Darwin'i Freud'un anladığı gibi anlayamamıştır Jung.
Sayfa 125 - DuygularKitabı okudu
İnsan sinir sisteminin diğer primatlarda olduğu gibi sürü (grup) içindeki ilişkilere dönük olarak programlandığını gösteren bir bulgu da "zihin teorisi"dir. Nedir zihin teorisi? Çağdaş evrimsel psikoloji ve etoloji çalışmalarına göre her birey kendi zihninde başkalarının ne düşündüğü, kendisini nasıl değerlendirdiği ile ilgili örtük bir "teori" geliştirir ve insan (ve diğer primat) örneklerinin psikolojik işlevlerinden çoğu diğer insanların kendileri ve eylemleriyle ilgili değerlendirmelerini, düşüncelerini etkilemek, yanıltmak, manüpüle etmek üzere kurulmuştur. Beynimizin bu faaliyeti geniş ölçüde örtüktür (bilinçsizdir). Bir bakıma bizi toplumsal bir birey haline getiren de başkalarının zihinlerini etkileme, onların gözünde önemli ve saygın bir konum elde etme çabamızdır. Sürü yaşamına dönük bu içgüdüsel özelliğimiz ötekini oyunumuzu sahnelediğimiz yer haline getirecektir.
Sayfa 122 - MetisKitabı okudu
Epifenomenalist tezin en basit tanımı, bilinç fenomenlerinin fiziksel süreçler üzerine etkisi olmayan gölge fenomenler olduğu, yani bilinç fenomenlerinin beyindeki fiziksel süreçlere eşlik eden ama onları etkilemeyen oluşumlar olduğu şeklinde verilebilir. Bu koşulda özgür iradenin olamayacağı açıktır. Çünkü uzay-zaman süreklisindeki beyinde geçen fiziksel süreçler kendi fiziksel dinamiklerini izliyor ve bilincimizle bunları etkileyemiyoruz anlamına gelir epifenomenalizm.
Sayfa 200 - Özgür İradeKitabı okudu
İnsanda ve diğer memelilerde sevgi ve toplumsal içgüdüler cinsel hazdan bağımsız nöral altyapı sistemleri olan, evrimsel olarak köklü bir güdülenmedir. Bir başka deyişle insan güdülenmesi toplumsal yasaklar nedeniyle değil, doğuştan eğilimleri nedeniyle çatışkılıdır. İşte sanırım Freud bu yeni evrim anlayışını ve beynin duygusal yapılanışını bilmiş olsaydı üstben teorisini de nesne ilişkileri anlayışını da daha farklı temellendirebilir, o zaman belki de haz ilkesi ne dayanan birey merkezli bir dürtü anlayışı bile ileri sürmezdi.
Sayfa 128 - DuygularKitabı okudu
106 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.