Hitabeler
Necip Fazıl KısakürekHitabeler Gönderileri
Hitabeler kitaplarını, Hitabeler sözleri ve alıntılarını, Hitabeler yazarlarını, Hitabeler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Vecdsiz ilim ve ilimsiz vecdden Allah'a sığınınız!
Sayfa 260Kitabı okudu
Avrupalı, demokrasi ismini verdiği nizam içinde "doğru"yu aramak için parti kurarken, onu bize, kendi ezeli ve ebedî "doğru"muzu parçalatmak için sokmuştur. Bu incelik de şimdiye kadar hiç bir büyük Türk mütefekkiri elinde billûrlaştırılamamıştır.
Müslümanım diyeni değil, müslüman olanı arayınız, bulunuz, bulamazsanız da dövününüz ve seccadelerinizde büzülüp ağlayınız. Allah kabûl etmeyeceği duayı ettirmez. İstemeyi bilirseniz, almayı da becerirsiniz. Kalblerinizdeki ilâhî feraset nuru size her şeyi göstermeye yeter!
Zira asîl ruhlar mahçup doğar ve nefs mevzuunda fazla didişmekten haz duymaz.
Sayfa 169Kitabı okudu
Şu var ki, düşman tarafından ve apaçık, maddede ve mânada esir tutulmakla, kendi cinsi tarafından ve gipgizli, maddede hür gösterilip mânada esir edilmek arasındaki ıstırap ve felaket payı galiba ikincisinde daha üstün.
Sayfa 145Kitabı okudu
Hiçbir dava, kurbanını vermedikçe yerle gök arası inşasını perçinlemiş olamaz.
Sayfa 126Kitabı okudu
Bir parantez açayım: Bir şeyin renk renk bütün sırlarını kaybetmesi ve yolunmuş tavus kuşuna dönmesi için, çok defa modalaşması kâfidir. Modalaşmadan evvel hiç mevcut olmayan bir şey, modalaşınca, var olduktan, yahut var sanıldıktan sonra yoktur. Bütün yarım "var" lar, tam "yok" tan beter!
Sayfa 106Kitabı okudu
Vicdan sesiyle konuşmadıkca ve bütün acılığı içinde gerçekleri kucaklamaya davranmadıkça, özlediğimiz hakikat iklimine kavuşmanın yolu bulunamaz.
Sayfa 89Kitabı okudu
Neyin peçesini kaldırsa aynı şey çıkıyor.
Ölüm, eşya ve hadiselerin sanki bir nevi üssüdür.
Sayfa 69Kitabı okudu
Bu zamana kadar başımıza ne geldiyse, şaşırtıldığımız, bezdirildiğimiz ve yıldırıldığımız için geldi. Şaşırmayacağız, bezmeyeceğiz, yılmayacağız.
Şaşırtırlar; şaşırmamanın devası zekadır.
Bezdirirler; bezmemenin ilacı aşktır.
Yıldırırlar; yılmamanın merhemi imandır.
Sabır, tevekkül, ümid, irfan, çile ve ıstırap kol kola... Şimdilik yalnız ıstırabı azizleştirebilsek yeter! Keşke esirler kampı gibi çitle çevrilmiş bir mustaripler kampımız olsa...
Sayfa 286
Üniversitenin cehalet, basının rezalet, sendikanın şekavet, patronun cinayet, Anayasa Mahkemesinin devlet, Danıştay'ın hükümet icra buyurduğu...
Bütün dengelerin bozulduğu, ayakla başın birbirine karıştığı, aklın patladığı, namusun çatladığı, kanunun atladığı, her türlü sapıklığın güç üstüne güç katladığı bu ana-baba günü hengâmesinde halimiz ve rolümüz ne olacak bizim?..
Sayfa 276
Tırnağı en yırtıcı hayvanın pençesinden,
Daha keskin eliyle başını ensesinden,
Ayırıp o genç adam, uzansa yatağına;
Yerleştirse başını iki diz kapağına...
Soruverse: Ben kimim ve bu hâl neyin nesi?
Yetiş, yetiş, ey ulvi varlık muhasebesi!
Sayfa 274
Gençliğin bu halinden kimi ve neyi mesul tutalım?
Gide gide cinnet ve felâket derecesine ulaşan, ahlâkî, içtimaî, idarî ve siyasî şartları mı, yoksa bu şartların ruhlarda doğurduğu ve her türlü tepki gücünü öldürdüğü apışma ve donup kalma ukdesini mi?.. Yani seni mi?..
Böyle hallerde fikir ve hamle bütünlüğünü gösteremeyen, şahlanamayan ve başını inandığı davanın yüce stratosferine kaldırıp haykıramayan bir gençlik, eğer zerre miktarı vicdanî ve samimî ise mesuliyeti nefsinden başka hiçbir yerde aramasın!..
Sayfa 274