Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Risale-i Nur Külliyatında

Hizmet Düsturları

Bediüzzaman Said Nursî

En Eski Hizmet Düsturları Gönderileri

En Eski Hizmet Düsturları kitaplarını, en eski Hizmet Düsturları sözleri ve alıntılarını, en eski Hizmet Düsturları yazarlarını, en eski Hizmet Düsturları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Incitildiğinizde O'nu hatırlayınız!
Hem sebebi hilkat-i kainat Fahr-i Alem aleyhiselatu Vesselâma "mecnun" tabiri istimal eden insanlar bulunduğu gibi; senin O güneşe nisbeten zerrecik bir izzet-i nefsinin kırılmasına ehemmiyet verme. " diye ihtar edildi. -Said Nursî rahmetullahi aleyh
Birbirinizi tenkid etmeyin
Binler teesüf ki; şimdi müthiş yılanların hücumuna mâruz biçare ehl-i ilim ve ehl-i Diyanet, Sineklerin ısırması gibi cüzi kusuratı bahane ederek 'birbirini tenkidle' yılanların ve zindik Münafıklarin tahribatlarına ve kendilerini onların eliyle öldürmesine yardım ediyorlar
Reklam
Müminler de tıpkı böyle kardeşliklerini mahafazaya mecburdur
Baba, ne kadar haksız da olsa , oğul onun rızasını tahsil etmeye mecburdur. Oğul da ne kadar serkeş de olsa, baba şefkâti fıtriyesini ona karşı esirgemez ve esirgememeli.
Samimi bir İhlas, şerde dahi olsa neticesiz kalmaz
Mesleğimiz "Haliliye" olduğu için meşrebimiz "Hıllet"tir.
Keşke böyle sevsek birbirimizi.. Böyle arka çıksak
"Nasıl ki bir insanın bir eli, bir elini kıskanmaz ve gözü , kulağına hased etmez ve kalbi aklına rekabet etmez"
Reklam
Rabbim hizmetini kabul etsin
"Binler ruhum olsa, binler hastalıklara mübtela olsam ve zahmetler çeksem, yine de bu milletin imanına ve saadetine hizmet için burada kalmağa Kur'andan aldığım dersle karar verdim ve vermişiz. "
MaşaAllah! Bi de bize bak :(
Tarihçe-i hayatımı bilenlere mâlûmdur; elli beş sene evvel, ben yirmi yaşlarında iken, Bitlis’te merhum vali Ömer Paşa hânesinde, iki sene, onun ısrârıyla ve ilme ziyâde hürmetiyle kaldım. Onun altı adet kızları vardı: üçü küçük, üçü büyük. Ben, üç büyükleri, iki sene beraber bir hânede kaldığımız halde, birbirinden tefrik edip tanımıyordum. O derece dikkat etmiyordum ki, bileyim. Hattâ bir âlim misâfirim yanıma geldi, iki günde onları birbirinden fark etti, tanıdı. Herkes bendeki hale hayret ederek, bana sordular: "Neden bakmıyorsun?" Derdim: "Ilmin izzetini muhâfaza etmek, beni baktırmıyor." Hem, kırk sene evvel, Istanbul’da Kâğıthâne şenliğinin yevm-i mahsûsunda , Köprüden tâ Kâğıthâne’ye kadar Haliç’in iki tarafında binler açık saçık Rum ve Ermeni ve Istanbullu karı ve kızlar dizildikleri sırada, ben ve merhum mebus Molla Seyyid Tâhâ ve mebus Hacı Ilyas ile beraber bir kayığa bindik; o kadınların yanlarından geçiyorduk. Benim hiç haberim yoktu. Halbuki, Molla Tâhâ ve Hacı Ilyas, beni tecrübeye karar verdikleri ve nöbetle beni tarassud ettiklerini bir saat seyahat sonunda îtiraf edip, dediler: "Senin bu haline hayret ettik, hiç bakmadın." Dedim: "Lüzûmsuz, geçici, günahlı zevklerin âkıbeti elemler, teessüfler olmasından istemiyorum."
Bizi ne hallere düşürmüşler!
Bedevîlikte beşer üç dört şeye muhtaç oluyordu. O üç dört hâcâtını tedarik etmeyen, on adette ancak ikisiydi. Şimdiki garp medeniyet-i zâlime-i hâzırası, su-i istimâlât ve israfat ve hevesatı tehyiç ve havâic-i gayr-ı zaruriyeyi, zarurî hâcatlar hükmüne getirip görenek ve tiryakilik cihetiyle, şimdiki o medenî insanın tam muhtaç olduğu dört hâcâtı yerine, yirmi şeye bu zamanda muhtaç oluyor. O yirmi hâcâtı tam helâl bir tarzda tedarik edecek, yirmiden ancak ikisi olabilir; on sekizi muhtaç hükmünde kalır. Demek, bu medeniyet-i hâzıra insanı çok fakir ediyor. O ihtiyaç cihetinde beşeri zulme, başka haram kazanmaya sevk etmiş.
544 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.