Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

How It Works Türkiye - Sayı 35 - 2021/09

How It Works Türkiye

How It Works Türkiye - Sayı 35 - 2021/09 Gönderileri

How It Works Türkiye - Sayı 35 - 2021/09 kitaplarını, How It Works Türkiye - Sayı 35 - 2021/09 sözleri ve alıntılarını, How It Works Türkiye - Sayı 35 - 2021/09 yazarlarını, How It Works Türkiye - Sayı 35 - 2021/09 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
DÜNYA NEDEN DÖNÜYOR? Dünya’nın kendi ekseni etrafında dönmesinin hikâyesi Güneş Sistemi’nin oluşumuna kadar uzanıyor. Başlangıçta, yaklaşık 4,7 milyar yıl önce Güneş Sistemi kendi içinde dönen büyük bir toz ve gaz bulutuydu. Bulutu oluşturan parçacıklar zamanla kütleçekim etkisiyle bir araya çekilerek yıldızları ve gezegenleri oluşturdu. Bu içe doğru çekilme hareketi, bazı gökcisimlerinin açısal momentumunu artırdı ve böylece daha hızlı dönmeye başlamalarına neden oldu. Kollarını açarak kendi etrafında dönen buz patencilerini düşünün. Patenciler dönme sırasında kollarını içeri çeker. Bu hareket açısal momentumlarını artırır, bu da daha hızlı dönmelerini sağlar. Aynı şey, Dünya’nın ilk oluştuğu zamanlar için de geçerli. Toz ve gaz sıkışarak tek bir katı kütlede bir araya gelince cismin toplam kütlesi daha dar bir alana hapsoldu ve Dünya giderek daha hızlı dönmeye başladı. Eylemsizlik yasası, durmakta olan veya sabit hızla hareket eden bir cismin, başka bir cisim/kuvvet tarafından etkileninceye kadar durmaya veya hareket etmeye devam edeceğini söyler. Dünya’nın bir boşluk olan uzayda döndüğünü düşünürsek, Dünya’yı ciddi şekilde yavaşlatacak hiçbir şey yok. Bu yüzden dönmeye devam ediyor. İlginç bir şekilde, oluşumunun başlarında Dünya şimdikinden beş kat daha hızlı dönüyordu. Yani Dünya’nın zaman içinde hız kaybettiğini biliyoruz.
EVRENİN BİLEŞENLERİ Gökbilimciler, yıldız ve galaksi hareketlerinin gözlemlerine dayanarak, evrenin “normal” maddeden yaklaşık beş kat daha fazla karanlık madde içermesi gerektiğini söylüyor. Ama karanlık enerjiyi hesaplamak biraz daha zor. Karanlık maddenin aksine, karanlık enerji maddi parçacıklardan oluşmadığı için metreküp başına kapladığı kilogram gibi bir kütle hesabı yapamıyoruz. Ancak Einstein’ın görelilik teorisi sayesinde enerjinin kütleye eşdeğer olduğunu biliyoruz ve kozmolojik gözlemler, enerji ve kütleyle doğrudan kıyaslanabilir bir şekilde karanlık enerji miktarını hesaplamamıza olanak tanıyor. NASA’nın son tahminine göre evrenin %68’i karanlık enerji, %27’si karanlık madde ve sadece %5’i normal madde.
Reklam
GÖREVİMİZ AĞAÇLANDIRMA Ormanlar gezegenimizin akciğerleri. Ağaçlar havamızı temizliyor, karbondioksit alıp atmosfere oksijen vererek nefes almamızı sağlıyor. Ormanlar iklimin düzenlenmesinde rol oynuyor; bitkiler ve hayvanlar için geniş yaşam alanları sunuyor; ağaçlardan elde ettiğimiz odunlar bize yakıt ve yapı malzemeleri sağlıyor. Ağaç köklerinin toprakta tuttuğu besinler ekinlerin yetişmesini sağlıyor ve o ekinler milyonlarca insanı besliyor. İnsanların hayatta kalması için ormanlar da var olmak zorunda. Şu anda gezegenimizin kara alanının yaklaşık %30’u ormanlarla kaplı olsa da ormanlar endişe verici bir hızla yok oluyor. BM Gıda ve Tarım Örgütünün yayımladığı verilere göre 1990-2020 yılları arasında ormansızlaşma, dünya ormanlarının yaklaşık 420 milyon hektarını yok etti. En kötü etkilenen bölgeler Sahra Altı Afrika ve Latin Amerika oldu.
Bağırsak-beyin ekseni Ruh halimizi ve davranışlarımızı beynin kontrol ettiğini biliyoruz ama nörobiyolojimizin bir başka önemli yönünü gözden kaçırıyor olabilir miyiz? Bağırsaklarınızdaki bakteri aktivitesinin beyninizi önemli ölçüde etkileyebileceğini gösteren bulgular giderek artıyor. Bu ilişkiye “bağırsak-beyin ekseni” deniyor. Bağırsakbeyin ekseninin kesin mekanizmaları ve önemi tam olarak anlaşılamamış olsa da, sindirim sisteminizde yaşayan mikropların; sindirim sisteminizle sinir sistemi, endokrin istem ve bağışıklık sistemi arasındaki karmaşık etkileşimlerden sorumlu olduğu düşünülüyor. Bağırsaklarınız bakterilerle dolu. Bakteri denince aklınıza sizi hasta eden mikroplar gelebilir ama aslında bu küçük mikroorganizmalar bize iyi geliyor. Gıdaları parçalamak, hayati besinler üretmek ve bizi zararlı bakterilere karşı savunmak için “iyi” bakterilere ihtiyacımız var. Ama bu sadece buzdağının görünen kısmı olabilir. Bilim insanları bağırsak mikroplarının beyne üç farklı yöntemle sinyal gönderebileceğini düşünüyor.
Bilim insanları da Vinci’nin DNA’sını çözmüş olabilir Büyük Rönesans sanatçısı, mucit ve anatomist Leonardo da Vinci’nin soyağacının yeni bir analizine göre İtalyan dâhinin yaşayan 14 erkek akrabası var. Yeni soyağacı sayesinde bir gün araştırmacılar, bir Fransız kilisesine gömülü kemiklerin gerçekten Leonardo’ya ait olup olmadığını belirleyebilir. Alessandro Vezzosi and Agnese Sabato adlı tarihçiler on yılı aşkın süredir da Vinci’nin şeceresinin izini sürüyor. Çıkardıkları soyağacı 690 yıla, 21 nesle ve 5 ailenin soyuna yayılıyor. Bu soyağacı sayesinde antropologlar Leonardo’nun akrabalarının DNA’sını diziledikten sonra Leonardo'nun da DNA’sını dizileyebilecek.
250 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
2018 itibariyle ülkemizde yayınlamaya başlayan How It Works Türkiye, harika görselleri ile en sevdiğim bilim ve teknoloji dergisinden birisidir. Dergi; Bilim, Teknoloji, Çevre, Ulaşım ve Tarih gibi başlıklar altında birbirinden renkli ve keyifli yazılardan oluşuyor. Dünyanın bilim ve teknoloji gündemini yakından takip edebileceğimiz bir dergi.
How It Works Türkiye - Sayı 35 - 2021/09
How It Works Türkiye - Sayı 35 - 2021/09How It Works Türkiye · Doğan Burda Dergi Yayıncılık · 202120 okunma
Reklam
Dünya'nın Yeraltı Su Depoları
Akiferler en önemli içme suyu kaynağımız. Kayaçların içinde korunan yeraltı suyu genellikle yüzey sularından daha temiz olduğu için tüketime daha uygun bir seçenek. (...) Akifer aranacak ilk yerler dere, nehir ve göl yakınlarıdır. Buralar suyun yerden dışarı çıkabileceği deşarj alanlarıdır.
Dünyada 4.000’den fazla yengeç türü var ve bu türlerden bazıları oldukça tuhaf. En büyüğü, bir otomobil uzunluğuna ulaşabilen Japon örümcek yengeci. En küçüğü ise bezelye yengeci.
Antarktika hariç her kıtada toplam 3,04 trilyon ağaç var. Kişi başına 422 ağaç düşüyor.
100 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Her ne kadar öğrenmek sadece insana özgü değilse de türümüzde bu eylemin hayvanlara kıyasla daha karmaşık ve çok katmanlı bir şekilde gerçekleştiğini biliyoruz. Yaş, ilgi alanı ve kişilik özellikleri gibi pek çok kriterle ilgili olan öğrenme süreci; hızlı, yavaş, eğlenceli, sıkıcı, kolay ya da zor olabilir. Biz öğrenirken beynimiz gelişiyor ve değişiyor. Nöroplastisite denilen bu değişim sırasında önemli bir efor da harcıyoruz aslında. Nasıl ki olimpik bir sporcunun kasları yaptığı spor dalına özelleşmiş bir şekilde gelişirse beynimiz de zihinsel anlamda onu yönlendirdiğimiz şekilde değişime uğrar. Kullanılan kasların güçlenerek esnekliğinin artması misali beynimizde de nöronlar arasında yeni bağlantılar oluşarak daha hızlı ve etkili bir ağ iletişimi gerçekleşir. Bu gelişim sürecine çocukluğumuzdan beri alışık olduğumuz için bize normal gelir fakat aslında bu adeta sihir gibi bir şeydir. Evrendeki en karmaşık yapı olan insan beyni içindeki yaklaşık 86 milyar nöron ve bunların arasındaki trilyonlarca bağlantı (sinaps), akıl almaz bir ağ oluşturuyor. Tüm bu yapıyı en iyi şekilde kullanabilmek için yapabileceğimiz o kadar aktivite var ki… Kitap okumak, yeni bir dil öğrenmek, farklı ülkeler görerek yeni insanlar tanımak, enstrüman çalmayı öğrenmek, beynine egzersiz yaptırmak isteyen insanların hayatından eksik etmediği etkinliklerden sadece bazıları. Zihinsel kapasitemizin belli bir alanda artması, sadece ilgili alandaki becerimizin artması anlamına gelmiyor. Hayata bakışı açımızı ve onu yaşama şeklimizi de değiştiriyor
How It Works Türkiye - Sayı 35 - 2021/09
How It Works Türkiye - Sayı 35 - 2021/09How It Works Türkiye · Doğan Burda Dergi Yayıncılık · 202120 okunma
Reklam
Bütün Alıntılar
Plastik atıklar vanilya aromasına dönüştürüldü ilim insanları genetiği değiştirilmiş bakterileri kullanarak plastik atıkları vanilya aromasına dönüştürmenin bir yolunu buldu. Vanilya kokusunu ve tadını taşıyan vanilin bileşiği, vanilya çekirdeklerinden doğal olarak elde edilebildiği gibi sentetik olarak da üretilebiliyor. Şu anda
Polis istediği zaman istediği araca el koyabilir mi? Hollywood filmlerinde görmüşsünüzdür; polis, suçluları elinden kaçırmamak için yoldan geçen bir arabaya el koyabilir. Latince “posse comitatus” denilen bu eski yasa ABD ve İngiltere gibi bazı ülkelerde hâlâ geçerli ama Türkiye’de polisin böyle bir yetkisi yok.
Uçaklar için hız sınırı var mı? Evet, var. Deniz seviyesinden 3.050 metrenin altındaki uçaklar en fazla 250 knot hızla gidebilir. 915 metreden alçakta veya havaalanı yakınlarında hızlarını 200 knota düşürmeleri gerekir.
Bakteriler, terdeki kokusuz kimyasalları kokulu olanlara dönüştürür.
Japonya’nın ilk hızlı trenleri saatte 210 km yapıyordu ve 1964 Tokyo Olimpiyatları’nda kullanıldılar.
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.