Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hristiyanlığın Temelleri

John R. W. Stott

Hristiyanlığın Temelleri Gönderileri

Hristiyanlığın Temelleri kitaplarını, Hristiyanlığın Temelleri sözleri ve alıntılarını, Hristiyanlığın Temelleri yazarlarını, Hristiyanlığın Temelleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
ON BUYRUK 7-Zina Etmeyeceksin
Bu buyruğun da sadece evlilikteki sadakatsizlikten çok daha geniş bir anlamı vardır. Evlilik kapsamının dışındaki bütün cinsel ilişkileri içine aldığı gibi, her türlü sapık ve taşkın cinsel uygulamayı da içerir. İnsanlar her ne kadar doğuştan bozuk eğilimlerden sorumlu değillerse de, bu kötü eğilimlere boyun eğip eğmemek kişinin sorumluluğudur. Yedinci buyruk evlilik içindeki bencil baskıları ve hep değilse de boşanmaların çoğunu kapsamaktadır. Açık saçık yayınlar okuyan, temiz olmayan düşünce ve arzulara yer veren kişi bu yasayı çiğnemiş olur. İsa'nın kendisi bu gerçeği en kesin şekilde belirtti; "Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, yüreğinde o kadınla zina etmiş olur." (Matta 5:28) Yürekte öldürücü düşüncelere yer vermek ile fiilen öldürmenin eş anlamlı olması gibi, kirli düşünceler beslemekle bedende zina işlemek de aynı şeydir. Yedinci buyruk Tanrı'nın kutsal ve güzel bir armağanı olan cinselliğin kötüye kullanıldığı ve yozlaştırıldığı her durumu içerir.
Sayfa 102 - Haberci Basın YayınKitabı okudu
ON BUYRUK 6-Adam Öldürmeyeceksin
Bu buyruk yalnızca fiziksel anlamda adam öldürmeyi yasaklamıyor. Bir bakışla, bir sözle öldürmek mümkün olsa, birçokları çoktan katil olurdu. Nitekim İsa Mesih haksız yere öfkelenmenin adam öldürmekle eş anlamlı olduğunu söyledi. Bu ilkeyi doğru şekilde yorumlayan Yuhanna da, "kardeşinden nefret eden her adamın katil olduğunu" bildiriyor. Kendimizi tutamayıp öfkelenmemiz, kırgınlık ve kin beslememiz, öç alma tutkusuyla yanmamız -işte bunlar katilliktir ve insan öldürmekle eş değerdedir. Kişiyi yıpratıcı dedikodularla öldürebiliriz. Acı çektirmek ve kötü huylulukla kardeşimizin canına kıyabiliriz. Sanırım her birimiz bu anlamda katil olmuşuzdur.
Sayfa 101 - Haberci Basın YayınKitabı okudu
Reklam
ON BUYRUK 5-Annene Babana Saygı Göstereceksin
Beşinci buyruk yine Kutsal Yasa'nın Tanrı'ya karşı görevimizi belirleyen ilk yarısında aittir. Şöyle ki, anne babamız, çocukluğumuz süresince bizim için bir bakıma Tanrı'nın yerinde durdular. Ne var ki birçoklarının ve özellikle gençlerin en kötü huyları tüm çirkinliğiyle, bencillik ve düşüncesizlikleriyle kendi evlerinde ortaya çıkmaktadır. Anne babamızın bizim için yaptıklarının değerini kolayca unutur, onlara gereken saygı ve sevgiyi göstermeyi ihmal ederiz. Onlarla ne kadar ve nasıl ilgileniyoruz? Onlardan esirgediğimiz herhangi bir maddi ya da manevi destek var mı?
Sayfa 101 - Haberci Basın YayınKitabı okudu
ON BUYRUK 4-Şabat (Tapınma) Gününü Kutsal Sayarak Anımsa
Haftanın yedi gününden birini dinlenme ve tapınma günü olarak ayırmak insanın ya da toplumun yaratısı değildir. Bu, Tanrı'nın koyduğu düzendir. İsa'nın özellikle belirttiği gibi, Şabat Günü insan için yaratılmıştır. Tapınma gününü yaratan Tanrı aynı zamanda insanı da yarattığına göre , onu insanın ihtiyacına uygun bir şekilde düzenlemiştir. İnsan bedeninin ve aklının dinlenmeye, ruhunun da tapınma fırsatına gereksinimi vardır. Böylelikle Şabat Günü, dinlenme ve tapınma günüdür. Tapınma gününü özellikle bu amaçlara ayırmamız gerektiği gibi, başkalarının da bugünde gereksiz yere çalışmak zorunda kalmaması için yardımcı olmalıyız. İncil'de İsa'nın ölümden dirildiği gün olan Pazar günü O'nun izleyicileri için bir toplanma ve tapınma günü oldu (Yuhanna 20:1-25; Elçilerin İşleri 20:7) Buna göre Pazar günü, özel bir şekilde Tanrı'nın isteğine ayrılmış, "kutsal" bir gündür. Bizim günümüz değil, Tanrı'nın günüdür. Bu yüzden bencil eğlencelerimiz için değil, O'na yönelik tapınma ve hizmet için kullanmalıyız.
Sayfa 100 - Haberci Basın YayınKitabı okudu
ON BUYRUK 3-Tanrın Rab'bin Adını Boş Yere Ağzına Almayacaksın
Tanrı'nın adı O'nun özünü temsil ediyor. Kutsal Kitap'ın birçok yerinde Tanrı'nın adına saygı göstermemiz, adını yüceltmemiz buyruluyor. İsa öğrencilerine öğrettiği örnek duada, "Adın kutsal kılınsın" diye dua etmelerini söyledi. O'nun kutsal adını dikkatsiz konuşmalarımıza bulaştırırız. Günde kaç kez ağzımızdan "Tanrı" adı çıkıyor, ama aslında ne O'nu düşünüyor ne de O'nunla ilgileniyoruz. O'nun yüce adını boş laf olarak kullanıyoruz. Ne var ki Tanrı'nın adını boş yere ağza almak sadece bir konuşma sorunu değil, aynı zamanda düşünce ve davranış sorunudur. Davranışlarımız inancımıza uymuyorsa, yaptıklarımız söylediklerimizi yalanlıyorsa, bu durumda Tanrı'nın adını boş yere kullanmış oluruz. Tanrı'ya Rab deyip de O'nun sözünü dinlememek, O'nun adını boş yere ağza almaktır. Tanrı'yı Baba diye çağırıp da kaygılarla kuşkulara kapılmak, O'nun adını yadsımaktır. Tanrı'nın adını boş yere kullanmak demek, ağızla bir şeyi söyleyip de başka türlü hareket etmek demektir. Buna ikiyüzlülük denir.
Sayfa 100 - Haberci Basın YayınKitabı okudu
ON BUYRUK 2-Herhangi Bir Canlıya Benzer Put Yapmayacaksın
Birinci buyruk tapınmamızın hedefiyle ilgiliyse ikincisi de tapınmamızın tavrıyla ilgilidir. Birincisinde Tanrı, yalnızca Kendisine tapınmamızı buyuruyor. İkincisinde ise tapınmamızın içtenlikle, ruhta yapılması gerektiğini bildiriyor. Öyle ki, " Tanrı ruhtur, O'na tapınanlar da ruhta ve gerçekte tapınmalıdırlar" (Yuhanna
Sayfa 99 - Haberci Basın YayınKitabı okudu
Reklam
ON BUYRUK 1-Benden Başka Tanrın Olmayacak
Tanrı yalnızca Kendisinin tapınılmaya layık olduğunu söylüyor. Bu yasayı çiğnemek için güneşe, aya, yıldızlara tapınmaya gerek yok. Düşüncelerimizde, duygularımızda, sevgilerimizde önceliği Tanrı'dan başka herhangi bir kişiye ya da bir şeye verdiğimiz an, bu yasaya karşı gelmiş oluruz. Bizim "tanrımız" bencil bir tutku, bir eğlence, bizi yağlayan bir alışkanlık ya da putlaştıracak derecede sevdiğimiz bir kişi olabilir. Bankada biriktirilen paralar, ya da evde sergilenen güzel eşyalar şeklinde, altından, gümüşten, tahtadan putlara tapınabiliriz. Bunlardan hiçbiri, kendi özünde günah olmayabilir. Ancak yaşamımızda, salt Tanrı'ya ait olan taht, yerini başka bir şeye veya bir kişiye verdiğimiz zaman o bize günah oluyor. Öz anlamıyla günah, "benliğin Tanrı'nın yerine yükseltilmesidir". On Buyruk'tan birincisini tutmak demek, İsa Mesih'in belirttiği gibi Rabbimiz olan Tanrı'yı bütün yüreğimizle, bütün canımızla, bütün aklımızla sevmek demektir. Yaşamımızı O'nun isteğine göre yönlendirmek, O'nu yüceliğini amaçlamak demektir. İşyerinde, evde, arkadaşlıklarda ve eğlencelerde, paramızın, vaktimizin, yeteneklerimizin kullanılmasında, her düşüncede ve her sözde, her davranışta Tanrı'yı birinci sıraya koymak demektir. Nasıralı İsa dışında hiçbir insan bu buyruğu tutamamıştır.
Sayfa 98 - Haberci Basın YayınKitabı okudu
Günahın Evrenselliği
Tanrı'nın yazılı sözü olan Kutsal Kitap günahın evrenselliği konusunda hiç kuşkuya yer bırakmıyor. Yeruşalim'deki kutsama töreninde dua eden Kral Süleyman, "günah işlemeyen tek kişi yoktur" der (1.Krallar 8:46). "Vaiz" Kitabında da şöyle yazar: "Çünkü yeryüzünde hep iyilik yapan, Hiç günah işlemeyen doğru insan
Sayfa 95 - Haberci Basın YayınKitabı okudu
Günah Sorunu
Nasıralı İsa'nın Tanrılığıyla ilgili kanıtların değerlendirilmesine epey yer verdik. Sonuç olarak O'nun gerçekten Tanrı'nın Sözü, Tanrı'nın Oğlu, evrenin Efendisi olduğuna emin olabiliriz. Ne var ki Kutsal Kitap bize yalnızca İsa'nın kim olduğunu değil, aynı zamanda dünyaya ne amaçla geldiğini de anlatmaktadır. İsa Mesih,
Sayfa 93 - Haberci Basın YayınKitabı okudu
43 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.