Akış
Ara
Ne Okusam?
Premium
7 gün ücretsiz deneyin
Giriş Yap
Kaydol
Daha Fazla
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Daha Fazla
1000Kitap Android Uygulaması
ÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS Uygulaması
ÜCRETSİZ – App Store'dan alın
Şartlar
Gizlilik
Topluluk Kuralları
Hakkımızda
Reklam Verin
İletişim
Kütüphaneciler
Dizinler
Çerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.27
Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Daha Fazla
Gönderi Oluştur
Kelile ve Dimne Tercümesi
Hümâyûn-nâme
Alâeddin Ali Çelebi
Okuyacaklarıma Ekle
Takip Et
Fiyatlar
Duvar
Genel Bakış
Hakkında
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
Fiyatlar
Okurlar
Diğer Baskılar
Benzer Kitaplar
10/10
1 Kişi
Okunma
1
Beğeni
70
Görüntülenme
Edebiyat, güzel sanatların, malzemesi söz olan bir şubesidir. İnsan topluluklarının, sözlü ya da yazılı ortamda ürettikleri, malzemesi dil olan her şeyin edebiyatla ilgisi vardır. Her ne kadar şahsî duygu ve düşünceleri yansıtırlarsa yansıtsınlar edebî ürünler de genel anlamda toplumsal kültürün bir parçası sayılır. Edebî ürünler, hem yaratıldıkları toplumun bir parçası olmakla, o toplumun kültüründen izler taşır, hem de bünyelerine aldıkları unsurları taşıma işlevlerinden dolayı kültürün tabii taşıyıcısı konumundadır. Klasik Türk edebiyatı, Türk toplumunun, uzun asırlar boyunca edebî zevkinin en önemli parçası olmuş, dolayısıyla Türk kültürünün de temel taşıyıcı dinamikleri arasında yerini almıştır. Klasik Türk edebiyatı, manzum ve mensur, bünyesindeki her türlü verimle Türk toplumunun kültürüne katkılar sunmuştur. Klasik Türk edebiyatında, daha çok ilgi uyandırmayı başarmış ürünler şüphesiz ki manzum olanlarıdır. Fakat bu edebiyat çerçevesinde kaleme alınmış pek çok mensur eser de bulunmaktadır. Bunlar arasında mensur hikâyelerin, Türk edebiyatına sunduğu katkı azımsanmayacak ölçüdedir. Hümâyûn-nâme, Türk edebiyatının, mensur hikâye alanında ortaya konulmuş önemli örnekleri arasında yer almaktadır. Gerek işlediği konular, gerekse bu konuların ele alınışı sırasında benimsenen üslûp eseri benzerlerinden ayırmaktadır. Hümâyûn-nâme, Kelîle ve Dimne hikâyelerinin 16. yüzyılda yapılmış Türkçe ter
tuba.gov.tr
cümesidir. Eser, Hüseyin Vâiz-i Kâşifî’nin Envâr-ı Süheylî adlı eserininin çevirisidir. Bu çalışma, temel olarak, Filibeli Alâaddîn Ali Çelebi’nin, Hümâyûn-nâme adlı eserinin tenkitli metnini ortaya koymayı amaçlamıştır. Ortaya konan tenkitli metin, eserin yurt içindeki 60 eksiksiz nüshanın 53’ü, yurt dışından ise 4’ü görülerek oluşturulmuştur. Çalışma, Giriş dışında dört ana bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünün birinci kısmında Filibeli Alâaddîn Ali Çelebi’nin hayatı hakkında bilgilere yer verilmiştir. İkinci kısmında Kelîle ve Dimne hikâyelerine kaynaklık etmiş Pança Tantra masallarının sözlü kültür ortamından yazılı kültür ortamına geçiş aşamasında uğradığı değişimlerin anlaşılabilmesi için “sözlü kültür” ortamı ve “yazılı kültür” ortamı konusu değerlendirilmeye çalışılmıştır. Giriş’in üçüncü kısmında Kelîle ve Dimne hikâyeleriyle ilgili bilgilere yer verilmiştir. Dördüncü kısmında ise Kelîle ve Dimne hikâyelerinin Pança Tantra’dan itibaren geçirdiği tercüme serüveni kaynaklardan derlenen bilgiler bağlamında ele alınmıştır. Çalışmanın Birinci Bölümü’nde Hümâyûn-nâme’nin kurgu ve şekil özellikleri ortaya konmaya çalışılarak eserin bölümleri ve hikâye örgüsü ifade edilmiştir. Bu bölümün ikinci kısmında dil ve anlatım özelliklerine geçmeden önce eserin Kul Mesûd’un Kelîle ve Dimne tercümesiyle Kâşifî’nin Envâr-ı Süheylî adlı eseriyle ana hatlarıyla yapılan mukayesesine yer verilmiş, daha sonra da eserin dil ve anlatım özellikleri üzerinde ana hatlarıyla durulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın İkinci Bölümü metinden oluşmaktadır. Bu bölümün birinci kısmında, yurt içi ve yurt dışındaki tespit edilebilen nüshaların tavsifi yapılmaya çalışılmıştır. Hümâyûn-nâme’nin tenkitli metni, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi 4114 nüshası (Ü), Bulak Matbaası’nda basılan basma nüsha (B), Süleymaniye Kütüphanesi Hamidiye 713 nüshası (H) olmak üzere toplam üç nüshayla kurulmuştur. Üçüncü Bölüm’ün ikinci kısmında “Nüshaların Değerlendirilmesinde ve Seçiminde İzlenen Yol” başlığı altında bu nüshaların seçilme nedenleri tartışılmaya çalışılmıştır. Bu bölümün diğer kısımlarında ise şecereye, çeviri yazı alfabesine ve metnin yazımı sırasında dikkat edilen hususlara yer veril
tuba.gov.tr
miştir. İkinci Bölümün son kısmı ise Hümâyûn-nâme’nin tenkitli metninden oluşmaktadır. Hümâyûn-nâme’de 1863 beyitlik Farsça şiir, 143 adet Farsça mısra, 249 adet Arapça şiir ve ibare, 712 beyitlik Türkçe şiir ve 121 adet Türkçe mısra bulunduğu görülmüştür. Farsça, Arapça şiir, mısra ve ibarelerin tamamı okunup metin içinde transkribe edilmiş, dipnotta da anlamları verilmiştir. Ayrıca çalışmaya, Hümâyûn-nâme’nin minyatürlü nüshalarından olan Topkapı Sarayı Müzesi, Yazma Eserler Kütüphanesi, Revan 843’te bulunan nüshasının minyatürleri de dahil edilmiştir. Bu minyatürlerin altlarına minyatürü özetleyen kısa açıklamalar eklendi ve minyatürün, nüshanın kaçıncı varağında bulunduğu belirtildi. Bu çalışmanın gerek doktora tezi olarak hazırlanması, gerekse basımı aşamasında her türlü katkıyı sunan değerli hocam Prof. Dr. Filiz Kılıç’a şükranlarımı sunarım. Ayrıca çalışmanın Arapça tercümelerinde yardımlarını esirgemeyen Prof. Dr. Nurettin Ceviz’e ve Farsça tercümeleri sırasında sorularıma bıkıp usanmadan cevap veren Yrd. Doç. Dr. Ekber Enveri’ye müteşekkirim. Çalışmanın kitap haline getirilmesi aşamasında adını bildiğim, bilmediğim pek çok insanın emeği oldu. Bu yüzden herşeyden önce böylesi bir projeyi hayata geçirerek Türk kültür ve edebiyatına büyük katkılar sunan Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar’ın nezdinde tüm TÜBA çalışanlarına; çalışmanın tezden kitaba dönüşümü sırasında mümkün mertebe asgari hata ile okuyucuyla buluşması için büyük gayret sarfeden Doç. Dr. Ahmet Arslantürk ve kendisinin nezdinde hakem, editör ve redaktör olarak bu çalışmaya katkı sunan tüm herkese teşekkürü bir borç bilirim. Ve son olarak eşim Ayşe’ye ve oğlum Göktürk’e de müteşekkir olduğumu ifade etmeliyim. Çünkü bu çalışma onlara ayrılması gereken zamanın çalınması sonucunda ortaya çıktı. Tuncay Bülbül Nevşehir
Yazar:
Alâeddin Ali Çelebi
Çevirmen:
Tuncay Bülbül
Editör:
Sadık Yazar
Derleyen:
Tuncay Bülbül
Tasarımcı:
Murat Acar
Tahmini Okuma Süresi:
32 sa. 59 dk.
Sayfa Sayısı:
1164
Basım Tarihi:
2017
Yayınevi:
Türkiye Bilimler Akademisi
Ülke:
Türkiye
Dil:
Türkçe
Format:
Ciltli
İnceleme Yaz
Alıntı Paylaş
İleti Paylaş
Yorumlar ve İncelemeler
Tümünü Gör
Henüz kayıt yok
Reklam
Benzer Kitaplar
Tümünü Gör
Tasmalı Çekirge
10/10
Dürretü'n-nâsihîn Dürretü'l Vâ...
9.3/10
Hedef Ülke Afganistan
8.8/10
Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casus...
9/10
Dört Büyük Halife
9.1/10
Azerbaycan Yüreğimde Bir Şahda...
9.3/10
Peygamber Efendimiz'in Hayatı
9.6/10
Hükümdar
8.1/10
Behçet Cantürk'ün Anıları
8/10
Euro Dolar Savaşı
8.8/10
1
2
3
İleri
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.