Sayfa Sayısına Göre Hume Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Hume sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Hume kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hume hem bilgi felsefesinde, hem ahlak felsefesinde, hem de din felsefesinde birçok alışılagelmiş kalıbı kırmış, özellikle felsefedeki rasyonalist metafizik geleneğe karşı, teolojiye karşı, dini yobazlığa ve hurafeye karşı, bencilliğe ve adaletsizliğe karşı, bir ömür süren ciddi bir mücadele vermiştir. Hume sözcüğün tam anlamıyla devrimci, ilerici bir düşünür olmayı başarmıştır.
Sayfa 20 - Say YayınlarıKitabı okuyor
David Hume, felsefe tarihinin en önemli filozoflarından birisidir. Hume'u öğrenmeden, hem felsefe tarihinin akışını ve felsefenin geleceğini, hem de felsefenin konu ve sorunlarını tam olarak anlamak olanaklı değildir.
Sayfa 20 - Say YayınlarıKitabı okuyor
İçerisi şampiyonlar ligi gibi :)
Üç yıl Paris'te yaşayan Hume, bu sırada, Jean-Jacques Rousseau, Denis Diderot, Baron D'Holbach, Jean D'alembert ve Voltaire takma adıyla tanınan François-Marie Arouet gibi birçok aydınla yakın arkadaşlıklar ve dostluklar kurdu.
Sayfa 33 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Hume tanrının var olup olmadığının bilinemeyeceğini tanrının bilgi ve akıl yürütme konusu olmadığını tanrının varlığına yönelik deneyim ve veya akıl ile bir inanç geliştirilmeye ceği sadece iman yolu ile tanınan varlığından özelliklerinden söz edilebileceğini savunur Bu anlamda Hume için ateizm de teizm de eşdeğerde Dogmatik görüşlerdir Çünkü ikisi de insanın anlama yetisini aşan konularda bir önerme ortaya koymaktadır. Hum' a göre aklımız veya deneyimlerimiz tanrının varlığı ve yokluğu varsa özellikleri konusunda bir sonuca varmamız da izin vermez tanrının varlığının akıl ve veya deneyim yoluyla kavrana bileceği, evreni ve insanı tanrının yarattığı ruhun ölümsüz olduğu peygamberlerin ve mucizelerin var olduğu Hüma göre bilinemez konulardır. Bu nedenle iman dışında bunlara inanmanın bir yolu yoktur, ki imanda Hume'a göre akıl ve deneyim dışı bir yoldur.
Sayfa 38Kitabı okudu
Hume İnsanların büyük çoğunluğunun kötülük ile iyilik arasında gidip geldiklerini, Keskin ve net bir biçimde iyi ya da kötü, Günahkar ve erdemli olmadıklarını ve ahlaki ayrımları sadece kendi duygularımızdan çıkartabileceğimizi ahlaki düşüncelerin temel kaynağının da toplumun yararla ilgili düşünceler olduğunu söylemektedir.
Sayfa 44Kitabı okudu
David Hume-Din Felsefesi
“Philo, Demea’nın bu çıkışına yanıt verirken, Tanrı’nın varlığının tartışılmaz olduğunu kabul eder, hiçbir şeyin nedensiz var olamayacağını ve her şeyin özgün nedeninin Tanrı adını verdikleri bir varlık olduğunu söyler, ancak Tanrı’nın nasıl bir varlık olduğu, Tanrı’nın öznitelikleri konusunun kavranamaz olduğu tezini ortaya atar. Tanrı’nın insanın sınırlı kapasitesi için fazlasıyla üstün olduğunu ve insanın kavrama yetisini aştığını savunur.”
Sayfa 45Kitabı okudu
Demea, yaşamın en iyi zamanlarının bile endişe ve sıkıcılık içinde geçtiğini, geleceğin, tüm korkularımızın ve umutlarımızın nesnesi olduğunu, sürekli geleceğe bakarak, Tanrı'ya dua ederek, hayranlık besleyerek, kurban vererek bizi ezen bilinmez güçleri bastırmaya, yatıştırmaya çalıştığımızı söyler.55
Sayfa 55Kitabı okudu
Tanrı kötülüklere engel olmak istiyor ama olamıyor mu? Bu durumda Tanrı zayıf ve acizdir. Olmak istiyor ama olamıyor mu? O halde Tanrı zayıf ve acizdir. Engel olabiliyor ama istemiyor mu? O zaman kötüdür. Hem olabiliyor hemde istiyor mu? O halde evrende neden kötülük vardır?
Sayfa 56Kitabı okudu
Doğal Din Üstüne Söyleyişiler
“Bilgelik, düşünce, tasarım, bilgi; bunları haklı olarak ona yakıştırırız; çünkü bu sözcükler insanlar arasında saygıdeğerdir ve ona duyduğumuz hayranlığı anlatabilecek bir başka dilimiz ya da başka kavramlarımız yoktur. Ancak O bunlardan tamamen münezzehtir. O, bizim sınırlı görüş ve kavrayışımızın alabildiğine üstündedir ve okullarda tartışma konusu olmaktan çok mabetlerde tapınma konusudur.”
Sayfa 73Kitabı okudu
Doğal Din Üstüne Söyleşiler
“Biraz felsefe insanı Tanrıtanımazlığa götürür, ama felsefenin çoğu onu dine döndürür.”
Sayfa 85Kitabı okudu
Maddi dünya ona benzeyen bir ideal dünyaya dayanmakta ise o ideal dünyada bir başkasına dayanmalı ve bu böylece sonsuza doğru sürüp gitmelidir. Onun için önümüzdeki bu maddi dünyadan öteye hiç bakmamak daha iyi olurdu. Onun kendi düzeninin ilkesini içinde taşıdığını varsaymakla gerçekte onun Tanrı olduğunu söylemiş oluruz, bu tanrısal varlığa ne kadar çabuk ulaşırsak o kadar iyi
Sayfa 126Kitabı okudu
Doğal Din Üstüne Söyleşiler
İnsanın en büyük düşmanı insandır. Baskı, adaletsizlik, aşağılama, hakaret, şiddet, ayaklanma, savaş, iftira, ihanet, hile: İşte bunlarla, karşılıklı olarak birbirlerini işkence ederler. Öyle ki, ayrılmalarından daha büyük kötülükler doğacağı korkusu olmasaydı, kurdukları o toplumu çok geçmeden dağıtırlardı.
Sayfa 152Kitabı okudu
varlık var mı?
Neyin var olduğunu düşünürsek, onun var olmadığını da düşünebiliriz.
Sayfa 160Kitabı okudu
varlığın başlangıcı
Zamanın başından beri var olan birşeyin nedeni nasıl olabilir? Çünkü bu ilişki zamanca bir önceliği ve var oluşun bir başlangıcı olmasını içerir.
Sayfa 161Kitabı okudu
Doğal Din Üstüne Söyleşiler
Philo, peki öyleyse, dedi, eğer bayağı boşinançlar toplum için bu denli yararlıysa, bütün tarihin onların kamu işleri üstündeki zararlı etkilerinin hikâyeleriyle böylesine dolup taşması neden ?
Hizipler, iç savaşlar, zulümler, devlet içinde fesat, baskı, kölelik... Bunlar hep boşinançların insanların zihinlerine egemen olmasının her zaman verdiği iç karartıcı sonuçlar.
Sayfa 181Kitabı okudu