Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Yeni Hunlar Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Hunlar sözleri ve alıntılarını, en yeni Hunlar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Günaydın
Hyung-nu (Hun)lar’ın varlığından, Çin tarihi kaynakları sayesin­de haberdar olduk. Muhtemelen bu isim, halkın kendisinden çok da­ha sonralarına kadar yaşamıştır. Bu ismi kullanan halklar, bundan binbeşyüz yıl önce tarih sahnesinden silinmiş olmalarına rağmen, biz bugün Hunlar’ı daha iyi tanımaktayız.
Çöküş Arefesinde Hun Toplumu
Boy devletlerinde, optimal kuvvetler dengesi, devleti meydana getiren boyların gücüne bağlıdır. Bu güçler zayıfladıkça, devlet de zayıflar; boylar güçlendiğinde ise devlet, ateş üstünde aşırı ısınan toprak kap gibi parçalara ayrılır. İşte, Hunlar’ın başına gelen de bu idi.
Reklam
Hunlarda, kadınların politikaya karışmaları, onların Çin, Hindistan ve İran’da olduğu gibi hiç de aşağılanmadıklarının bir delilidir.
“Eşyaların cazibesi”, Hunlar’ı giderek daha fazla tüketime sevketti ve neticede, hayat tarzları değişti. Fakat bu tür değişimlerin neticelerinin görülmesi için çok beklemek gerekmeyecekti. İki üç nesil (50-75 yıl) sonra hepsi neredeyse dejenere olmanın kucağına itilmişti.
İlk Hunlar yani Glazkovolarda, patriarkal köleciliğin gelişmiş olduğunu görmüştük. Köleler, ağır ev işlerini yapıyorlar; odun toplayıp, su taşıyorlardı. Yetişkin ev sahiplerinin yaptıkları işleri yapmalarına müsaade edilmiyordu: Av yapamazlar, sürüyü otlatamazlar ve savaşlara katılamazlardı. Yani üretime iştirak edemezlerdi. Kısacası, onların varlığı, patriarkal boy yapısını bozmuyordu.
...insan kurban edilmesinin, eski Çin şamanizmi ve muhtemelen Tibet Mitra [Bhon/Bon] diniyle yakından ilgisi bulunan Sibirya Hun dinî akımıyla bağlantıları vardı. Bu dinî inanç sistemi, tek tanrılı değildi ve sınırlı bir alanda yaşayan kötü ruhlu iblislere de belli oranda saygı gösterilirdi. Atalara saygı gösteren Konfüçyanizm ve Budizm, daha sonraki dönemlerde ise Hristiyanlık ve Müslümanlık bu inanç sistemiyle mücadele etmişlerse de, XX. Yüzyıla kadar Tibet’te, biraz değişik şekliyle ise, Doğu Sibirya’daki Tunguzlar’da tutunmayı başarmıştır. Bu inanç sisteminde, başlangıçta insan kurban etme âdeti yaygın olmasına rağmen, daha sonraları bu âdet terkedilmiştir.
Reklam
Hunlar’ı dağıtmak kolay; mağlup etmek zor, yok etmek ise imkansızdı.
Kölelik, Hun-lar’da da vardı, fakat bu, uzun süreli boyunduruk altında tutma şek­linde değildi. Bu durum, daha ziyade Yakın Doğu için geçerliydi. Ge­nelde savaş esir ve esireleri köle olarak kullanılıyor, ama bunlar da bi­lindiği kadarıyla üretim işlerinde istihdam ediliyorlardı. Hunlar’ın köleye çok ihtiyaçları bulunmasına ve hatta Çin’e yapılan savaşlar so­nunda pek çok insanı beraberlerinde bozkırlara getirmelerine rağmen, bütün Hun tarihi boyunca köle ticaretinin varolduğunu gösteren her­hangi bir belirti bulamıyoruz.
198 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.