Seninle içtiğimiz suyun sesi paslandı, sindi dört unsurun hakikatı, sinik bir ses kaldı eylül sokağında kuru yapraklarda. Sensiz bu sokağın adı yok, tadı kalmadı sensiz yeryüzünün. Sensizlik tenişirde suskun, beyaz, kuru bedeni gibi babamın. Zaman zaman düşlerimize sokulan ve bizi bir gülün kanadından geçirerek yatıştıran öfkeye benziyor şimdi hayat.